İslam, Müslümana, namazında Allah`a münacaatta bulunduğu zaman şöyle söylemesini öğretmiştir: "Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz." (Fatiha, 5) Böylece bu münacaatı yapan kimse tek kişi bile olsa topluluk diliyle konuşmaktadır. Aynı şekilde Müslüman Rabbine dua ettiği zaman çoğul siğasıyla şu şekilde dua eder: "Bizi yolun doğrusuna ilet." (Fatiha, 6) Böylece topluluk Müslümanın vicdanında canlı ve dilinde hazırdır. İslam toplumu diğer toplumlardan, onu oluşturan unsur ve özellikleri ile ayrılmaktadır. Zira İslam toplumu; Rabbani, insani, ahlaki ve dengeli bir toplumdur. Orada dinlerini yaşamaya imkan bulsunlar, şahsiyetlerini oluştursunlar ve onun gölgesinde mükemmel bir İslami hayat yaşasınlar diye Müslümanlardan böyle bir toplumu oluşturmaları talep edilmektedir. Mükemmel İslami hayat; İslam inancının yönlendirdiği, İslami ibadetlerin manen temiz hale getirdiği, İslami kavramların rehberlik ettiği, İslami duyguların harekete geçirdiği, İslami ahlakın kontrol ettiği, İslami adabın güzelleştirdiği, İslami değerlerin hakim olduğu, İslami hükümlerin hükmettiği, ekonomi, sanat ve siyasetini İslami öğretilerin yönlendirdiği bir hayattır.