Tükendi
Gelince Haber VerTarih boyunca, başta Mü’minlerin Emîri Hz. Ali Efendimiz (a.s) olmak üzere, bütün hidâyet önderleri, halk nezdinde *itibarsızlaştırma* kampanyalarına maruz kalmışlardır. İkiyüzlü zâlimler, bu hususta İblîs’e rahmet okutacak türden dâhiyâne planlar hazırlamış; mazlum halkları onların etrafından uzaklaştıracak ve ilim pınarlarından doyasıya beslenmelerine mani olacak türlü tuzaklar kurmuşlardır.
Bu saldırılardan, insanları Hz. Peygamber’e ve onun Ehl-i Beyti’ne (aleyhimüsselâm) taşıyan Allah dostları da, kuşkusuz kendilerine düşen payları almışlardır. Hz. Peygamber’e (s.a.a) hasım olan münâfık çeteler, nasıl ki ona olan kin ve nefretlerini onun çocuklarından çıkarmaya çalışmışlarsa, kimileri de; Ehl-i Beyt’e olan *gizli* garezlerini, onların âşıklarına yönlendirmişlerdir. İşte o mazlumlardan biri de Muhtâr es-Seqafî’dir.
Muhtâr es-Seqafî, Emevî diktatörlüğüne başkaldıran yiğit bir savaşçı olduğu kadar, aynı zamanda Kerbelâ çetesiyle iş tutan Zübeyrîler’in *dinci* maskelerini düşürerek, onların bütün sinsi oyunlarını bozan usta bir siyasetçidir. Adâletten yana, özgürlükçü ve eşitlikçi siyasetiyle ezberleri bozan, bütün mazlum ve mahrumlara *umut* aşılayan bir halk kahramanıdır. Ali’yi sevenler, o kasvetli ortamda, sadece onun bir buçuk yıllık iktidarı döneminde rahat nefes alabilmişlerdir.