Tükendi
Gelince Haber VerYolculuk! İnsanoğlunun en eğlenceli, en güzel, en anlamlı, kim bilir belki de en masum tutkularından biri gezme eylemi.. Gezmekten murad nedir? İnsan niçin gezme ihtiyacı duyar? Meselâ sıradan bir yaşantıya başkaldırı mıdır seyahat? Eğlence mi? Yoksa insanoğlunun bitmek bilmeyen macera tutkusu mu? Keşfetme duygusu mu? Yoksa özgürlük aşkının bilinçaltı patlaması mı? Sıradan bir alışkanlık mı? Benliğimizin derinliklerinde yatan *öğrenme* arzusu mu? Uzaklara duyulan özlem mi?
Hayatımızın ayrılmaz bir parçası mı? Yoksa hepsi mi, ne dersiniz? Bu soruların cevabı kişiden kişiye değişebilir kuşkusuz.
Şimdi sizin yaptığınız gibi, oturduğunuz yerden elinize aldığınız bir kitaptan dünyayı okumanız da mümkün elbette. Belki böylesi de bir *ruhsal yolculuk*tur. Ama siz buna râzı mısınız, daha doğrusu bu sizin için yeterli midir?
İçinde yaşadığınız dünyanın farklı kültürlerini, tarihini, coğrafyasını, meşhur dağlarını, uçsuz bucaksız ovalarını, büyük büyük nehirlerini, sonsuz denizlerini, varlığını kitaplardan öğrendiğiniz insanların yaşayış tarzlarını dünya gözüyle görmek, bizzat onların içinde bulunmak, ancak kitaplarda hayatlarını okuduğunuz, dünya tarihinde bir şekilde iz bırakmış büyük şahsiyetlerin mezar taşlarına ellerinizle dokunabilmek ve o anı bir fotoğraf karesiyle ebedîleştirmek. Evet işte bütün bunlar bizi yola çıkarmak için yeterli birer sebep olamaz mı?