Tükendi
Gelince Haber VerMilena’ya Mektuplar kitabı, Çek Cumhuriyeti doğumlu roman ve hikaye yazarı Franz Kafka tarafından yalnızca üç kez yüz yüze görüşebildiği büyük aşkı Milena Jesenska’ya yazdığı 1920 ve 1923 yılları arasındaki mektuplarından oluşan bir eserdir. Eser, yazar Franz Kafka’nın Çekçe yazdığı tek eser olma özelliğine de sahiptir.
Franz Kafka 20. yüzyıl edebiyatının en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilmekte olan ve eserleri klasikler arasına girmeyi başaran bir yazardır. İsmine edebiyat ödülü de verilen yazar, ölümünden önce eserlerini tamamının imha edilmesini istemiştir fakat arkadaşı Max Brod bu isteği yerine getirmemiş, eserleri yayımlamıştır. Yayımlanan bu eserlerinden en ünlüleri: “Dönüşüm” ve “Şato” gibi kitaplardır.
Milena’ya Mektuplar kitabının fiyat aralığı 8 TL ve özel baskılar dahil 27 TL arasında değişmektedir. Milena’ya Mektuplar kitabının fiyatını belirleyen faktörler aşağıda listelenmiştir:
Milena’ya Mektuplar kitabının yazarı, günümüzde Çek Cumhuriyeti’nin başkenti olan Prag’da dünyaya gelen Franz Kafka’dır (3 Temmuz 1883 - 3 Haziran 1924 ). Yazarın babası Hermann Kafka tüccar, annesi Julie Kafka ise aydın bir Alman Yahudisidir. Kafka ailesinin en büyük çocuğudur ve iki erkek kardeşi küçük yaşta hayata veda etmişti. Franz Kafka’nın kız kardeşleri Elli, Valli ve Ottla’da Kafka’nın vefatından on dokuz yıl sonra Yahudi katliamında hayata veda etmişlerdir. Yaşamı boyunca babasıyla olan ilişkileri babasının baskın karakteri dolayısıyla gergin ve mesafeli olmuştur. Babası ile olan bu ilişkisi, babasına yazdığı yüz sayfalık mektuptan oluşan “Babaya Mektup” adlı eserinde gözler önüne serilmektedir. Kafka’nın annesi Julie Kafka, eşinden daha iyi eğitim almıştır ve zengin bir aileden gelmektedir. Kafka’nın ailesinin sanat sevmiyor oluşu da yazarı kötü yönde etkilemiştir.
Günlüğünde Yidiş yazarlarına atıfta bulunan Franz Kafka, zaman zaman Yahudilikten ve Yahudi yaşam biçiminden uzaklaşmıştır. Gençliğinde kendisini ateist olarak tanımladığı da olmuştur.
Franz Kafka, Alman okullarında okumuştur ve Çekçe de konuşabilmektedir. 1889-1893 yılları arası Deutsche Knabenschule adlı, Alman erkek çocuklarına eğitim veren ilkokula gitmiştir. 1893’ten sonra Altstadter Deutsches Gymnasium adlı devlet lisesine gitmiştir. Hayatı boyunca birçok kez nişanlanmasına rağmen hiç evlenmemiştir. En çok bilinen aşkı Milena Jesenska Polak’tır. 19001 yılında Deutsche Karl- Ferdinands üniversitesinde hukuk eğitimi alan Franz Kafka, 1906 yılında hukuk doktorasını tamamlamıştır. Eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına bir sigorta şirketinde çalışarak başlamıştır. İşinden dolayı oluşan boş zamanlar Kafka’yı yazmaya yönlendirmiştir. Yazar edebiyat dışında birçok iş yapmış olsa da her zaman edebiyatla ilgilenmiş ve iş dünyasını hiçbir zaman edebiyat hayatının önüne geçirmemiştir. En sevdiği yazarlar arasında Fyodor Dostoyevski ve Johann Wolfgang von Goethe vardır. 1917 yılında tüberküloza yakalanan yazarın 1922 yılının sonbaharında sağlığı iyice bozulmuştur. Birkaç defa sanatoryumda tedavi görmüştür. 3 Haziran 1924’te 41 yaşında Viyana’da hayata veda etmiştir.
Franz Kafka hayatı boyunca sadece fiziksel değil ruhsal da pek çok hastalıkla mücadele etmiştir. Yazarın sınır kişilik bozukluğu ve psiko-fizyolojik uykusuzluk, yeme bozukluğu ve hatta şizofreni olabileceğini öne süren analistler mevcuttur. Bu görüşler eserlerinden ve yazarın yakınlarından toplanan bilgiler vasıtasıyla ortaya çıkmıştır. Franz Kafka’nın kişisel yazılarında da 20. yüzyılın başında intihar etmeyi düşündüğünü belirttiği bilinmektedir. Zaten öykülerinde de ölüm önemli bir yer kaplamaktadır.
Franz Kafka, hayatı boyunca insanların kendisini zihinsel ve fiziksel olarak itici bulacağını düşünmüştür. Kafka’yı tanıyanlar ise onu sessiz, havalı, bilgili ve kötü bir mizah anlayışına sahip birisi olarak anlatmıştır. Dış görünüş olarak da çocuksu bir yakışıklılığı olduğu söylenmiştir. Arkadaşları onun iyi bir okur olduğunu da belirtmiş, mutlak bir doğrucu ve dürüst bir insan olduğunu söylemişlerdir.
Yazarın kişiliğini "Aforizmalar" kitabından alınan "İnsan, içinde yok edilemez bir şeyin varlığından sürekli emin olmadan yaşayamaz; ancak gerek bu yok edilemez şey gerekse de bu güven kendisinden daima gizli olabilir. Bu sürekli gizliliğin kendini açığa vurma yollarından biri, kişisel bir tanrıya inançta kendisini gösterir.", "Dünyadan elini eteğini çeken herkes herkesi sevmelidir, onların dünyasından da elini eteğini çekmektedir çünkü. Böylece gerçek insan doğasının iç yüzünü sezmeye başlar; bu varlık sevilmez de ne yapılır; ama bunun tek koşulu vardır: Sevilenin dengi olmak.", “Bu yaşamın hazları, yaşamın kendi hazları değil, ama bizim daha yüce bir yaşama yükselme korkumuzun hazzıdır; bu yaşamın eziyetleri yaşamın kendi ıstırapları değil, ama bu korkudan dolayı kendimize yaptığımız eziyettir." alıntılarından anlamak da mümkündür.
Franz Kafka’nın en ünlü eserlerinden biri “Dava” isimli kitabıdır. Eser bir gün uyandığında kendisini sebebini bilmediği bir suç nedeniyle dava edilmiş bulan Josef K. adlı kahramanın absürt durumunu anlatmaktadır. Gerçekdışı niteliğiyle Kafka’nın eserleri arasında önemli bir yere sahip olan kitap; yazarın ölümünün ardından iki yıl sonra yani 1925 yılında yayımlanmıştır ve yayımlandığında tamamlanmamış bir eserdir. Eser 1962 yılında filme de uyarlanmıştır ve uyarlayan kişi Orson Welles’dir.
Franz Kafka’nın bir diğer ünlü eseri de “Şato” isimli roman türünde bir eserdir. Romanın baş kahramanı K. isimli karakterdir. K. köyü yöneten gizemli otoritenin arasına katılmak isteyen ama neden katılmak istediği belli olmayan bir karakterdir. Franz Kafka’nın yarım kalmış eserlerindendir ve yazarın vefatından sonra yayımlanmıştır. Kitabın sonu olmasa da yazarın K.’nın ölümü ile kitabı bitirmek istediği bilinmektedir. Eser, yabancılaşma, bürokrasi, bir adamın sisteme karşı sonu gelmeyen ayakta durma çabası gibi konuları işlemektedir.
Franz Kafka’nın ölümünün ardından özellikle “Dava” ve “Dönüşüm” adlı eserlerindeki durumları ve kavramları tanımlamak için “kafkaesk” isimli bir terim ortaya çıkmıştır. Franz Kafka’nın eserlerinden ilham alarak onun kullandığı tasvirler gibi korkutucu ve tehdit edici tasvirler için kullanılmaktadır. Bilinen ve algılanan gerçeklikten uzaklaşma durumunu ifade eden bir sıfattır.
Milena’ya Mektuplar kitabı 395 sayfadan oluşmaktadır. Yayınevine ve özel baskısına göre sayfa sayısında değişiklikler olmaktadır.
Milena’ya Mektuplar kitabının türü mektuptur.
Milena’ya Mektuplar kitabı 1919’da Prag’da bir kafede tanışan Franz Kafka ve Milena Jesenska arasında yaşanan aşkı konu alan mektuplardan oluşan bir eserdir. Kitaptan alınan “Bak, Milena, Robinson bir gemiye tayfa yazılı o tehlikeli yolculuğa çıkmış, gemi batmış ve daha bir sürü şey geçmişti başından. Oysa yalnızca seni kaybetmem yeter, Robinson’un durumuna düşerdim ben de. Hatta onunkinden de kötü olurdu durumum. Onun bir adası, çalışmayıp dinlendiği bir cuması ve daha pek çok şeyi vardı, sonunda da bir gemi adadan yine alıp götürdü kendisini ve başından geçenleri bir düşe dönüştürdü. Ama seni yitirdim mi hiçbir şey kalmaz benim elimde, adım bile kalmaz, onu da sana verdim çünkü.” Alıntısı konusunu özetler niteliktedir.
Tam adı Milena Jesenska (10 Ağustos 1896, Prag – 17 Mayıs 1944, Ravensbrück) olan Çek asıllı çevirmen, gazeteci, editör ve yazar, eserin merkezinde yer almaktadır. Milena Jesenska, ünlü bir ortodonti profesörü olan Jan Jesensk’nin ikinci çocuğu olarak Praglı aristokrat bir ailede dünyaya gelmiştir. Henüz on üç yaşında iken annesini kaybetmiştir. Bir süre Prag’daki bir manastır okulunda eğitim gördükten sonra hazırlık okuluna ve dönemi için olağanüstü ilerici kabul edilen bir okul olan hümanist kız lisesi Minerva’ya gitmiştir. Bu okuldan mezun olanların hepsi üniversiteye gidebilmektedir. Okul yıllarında, çok başarılı bir sporcu olmuştur ve yurtsever beden eğitimi derneği “Sokol”a üyesidir. Milena iki yarıyıl tıp fakültesinde eğitim görmüştür fakat ilgi alanı olan edebiyata ve gazeteciliğe yönelmiştir. Kendi fikirlerinin peşinden gitmekten vazgeçmeyen Milena başta babası olmak üzere tüm çevresine karşı gelmiş, Alman bir Yahudi’ye aşık olmuştur. Sırf bu nedenle öz babası tarafından sinir hastalıkları kliniğine yatırılmıştır. Klinikten çıktıktan sonra da büyük bir bunalımın içine düşmüş, uyuşturucu kullanmaya başlamıştır. Ailesi ile de tüm bağlarını koparan yazar para kazanmak için çeviriler yapmaktadır. Bu çeviriler Franz Kafka ile tanışmasına da vesile olmuştur.
Uğruna sinir hastalıkları kliniğine yatırıldığı aşkı Ernst Pollak, Prag’daki bir bankanın dış yazışmalar sorumlusudur ve Milena’dan on yaş büyüktür. Edebiyat konusunda bilgi sahibi olan Ernst Pollak Fransız ve İngiliz edebiyatı konusunda oldukça bilgilidir. Müziğe ve özellikle operaya olan tutkusuyla Milena’yı etkilemeyi başarmıştır. Fizik olarak Milena’dan kısa olan Pollak her zaman şık giyinmesi ile de dikkat çekmektedir. Kaldığı sinir hastalıkları kliniğinden çıktıktan sonra da çift evlenmiştir. Kafka ile Milena tanıştıklarında da Milena evli bir kadındır.
Eşi tarafından sık sık yalnız bırakılan ve aldatılan Milena, Kafka ile tanıştığında evliliği bitmeye yüz tutmuş bir kadındır. Franz Kafka’nın orijinali Almanca olan eserlerinin çevirilerini yapmıştır. Bu çeviriler sırasında aralarında ruhsal bir bağ oluşmuştur. Çevirilerdeki ustalıktan etkilenen Franz Kafka mektupları ile Milena’ya bu durumdan bahsetmiştir. Aşkları edebiyat ile harmanlanan bu ikili birbirlerine o kadar büyük bir tutku ile bağlanırlar ki Kafka öksürük krizlerinin nedenini bile bu aşk olarak görmektedir. İlişkileri iki yıl sürse de hem aşkları hem de isimleri tarihe geçmiştir.
17 Mayıs 1944 yılında, yazdığı yazılar ve sosyalistlerle yaptığı iş birliği sebebiyle Naziler tarafından yakalanıp bir toplama kampına götürülen Milena, asaleti ve duruşundaki dirayeti ile hayranlık uyandırmıştır. Kampın ağır koşullarına dayanamayarak böbrek yetmezliğinden vefat ettiğinde de henüz 47 yaşında bir kadındır ve Kafka ile aralarında yaşanan aşkı Kafka’nın “Seni seviyorum işte, budala, deniz dibindeki çakıl taşı nasıl sevilip, sarmalanır, ona bağlanılırsa ben de sana öyle bağlıyım.” sözlerinden anlamak mümkündür.
Tüm edebiyatseverler için uygundur. Milena’ya Mektuplar kitabını okuyabilecek yaş grupları aşağıda listelenmiştir.
Milena’ya Mektuplar kitabı 20. yüzyılın en önemli eserlerindendir. Franz Kafka’nın en çok bilinen eserlerinden biri olan “Milena’ya Mektuplar” kitabının teması aşktır. Kitap, Kafka’nın kendi yaşamından izler barındırmaktadır. Milena’ya Mektuplar kitabının kişisel gelişime katkıları aşağıda listelenmiştir.
Bilgilenme ve kültürel gelişme aracı olan kitap, günümüz iletişim ve bilgi çağında hem görsel hem içerik alanı içinde sayfa düzeni, kapak tasarımı ile bir sanat yapıtı ve yazar ile okur arasında ilk iletişimi sağlayan kaynaktır. Kitap kapağı, içeriğindeki mesajı görsel iletişim yoluyla hedef kitleye duyurma işlevini, estetik nitelikleriyle birlikte, resim ve yazıyı birbirini tamamlayan bir düzenleme içinde önem arz etmektedir. Kitap kapağı, yazar ile okur arasındaki mühim bir köprüdür. Kapak fotoğrafları aynı zamanda içerikteki espriyi, konunun anlamını ve dinamizmini görsel açıdan güzel bir görünüm içinde yansıtmalıdır. Çünkü kitap tüketiciye yani okura sunulmak üzere, kapağıyla paketlenmiş bir nesne durumundadır. Kitap kapağı ile kendisinin reklamını yapar ve kitap ile okuyucunun arasında bağ kurmasını sağlar.
İllüstrasyon, grafik tasarım içinde önemli bir yere sahiptir. İllüstrasyon bilgiyi bazen tasvir etmek, bazen yorumlamak bazen de belgelemek için kullanılmaktadır. Kitap kapağı illüstrasyonları yayın illüstrasyonlarına girer. Yayın illüstrasyonları; gazete, dergi, kitap ve ansiklopedilerdeki makale, haber, öykü, roman, şiir ve açıklamalara eşlik eder. Yayın sektöründe çalışan bir illüstratör, üzerinde çalışacağı metnin içeriği hakkında bilgi ve görüş sahibi olmalı, metindeki mesaj ve duyguyu resim diline aktarabilmelidir. Yayın illüstrasyonu içinde en rahat ve esnek çalışabilecek alan çocuk öykü kitaplarıdır. İllüstratör, metne estetik ve fantastik destek vermek için kendi yorumunu katabilir. ( T.C. Milli Eğitim Bakanlığı) 1984 kitabı için kapak fotoğrafının çizilme aşamaları aşağıda listelenmiştir.
Milena’ya Mektuplar kitabı için kullanılan malzemeler ve bu malzemeler kullanılırken dikkat edilmesi gerekenler aşağıda listelenmiştir.
Milena’ya Mektuplar benzeri mektup türündeki diğer eserler aşağıda listelenmiştir.
Franz Kafka benzeri yazarlar aşağıda listelenmiştir.