Tükendi
Gelince Haber VerMevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (k.s.) hazretlerinin sadrından satırlara akıttığı Mesnevî-i Şerîf, bu toprakların mayasını karmış, çağrısı bütün cihanı tutmuştur. İşte bu müstesna esere de Mevlânâ âşığı Tâhirü’l-Mevlevî hazretleri kadar güzel yaklaşan ve anlatan olmamıştır.
Tâhirü’l-Mevlevî, ömrünü Mevlânâ hazretlerinin düsturlarına bağlı kalarak yaşamış, Mesnevî’ye nüfûz etmiş bir âşıktır. Onun nezdinde Mesnevî, Kur’ân ve Sünnet’in aynası, Kur’ân’ın zübdesi ve özüdür. Tâhirü’l-Mevlevî’nin bu şerhi, kanalından şaşmadan, şaşırtmadan, Ehl-i Sünnet akidesine mutabık surette telif edilmiş sağlam bir kaynaktır. Bu şerh ile Mesnevî-i Şerîf’in güzelliklerine, inceliklerine daha bir farkına varacak onu tekrar tekrar okuyacaksınız.
Tâhirü’l-Mevlevî hazretlerinin ömrü vefâ etmediği için eserini tamamlayamamış, 8024 beyitlik son bir buçuk defteri, talebesi merhum Şefik Can tarafından ikmal edilmiştir. Bu da bu neşrin son üç cildini teşkil etmektedir.
Bu güzide eserin ilk neşrinin üzerinden hayli zaman geçmesi ve dikkatlerden kaçan kimi eksiklik ve hatalar sebebiyle eseri tekrar gözden geçirme ihtiyacı hâsıl olmuş, Tâhirü’l-Mevlevî’nin el yazısı ile tuttuğu Mesnevî Şerhi Takriri notları gözden geçirilmiş ve eksik yerler tamamlanmıştır. Ayrıca bu neşirde Mesnevî’deki bütün Farsça beyitlerin Türkçe okunuşları da beyitlerin yanına dercedilmiştir. Yine metin ve şerhte zikredilen hadislerin tahrici yapıldığı gibi, şerhte de yeri geldikçe istişhad niyetiyle kendisine atıf yapılan Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr beyitlerinin de kaynakları dipnotlarda gösterilmiş ve okuyucusunun lezzet duyacağı özenli bir neşir yapılmaya gayret edilmiştir.