Tükendi
Gelince Haber Ver"Tansiyon aleti soranlar, pil soranlar gibi dikilirler kapıda ellerinde dantel: `Dantele fotokopi çekiyor musunuz?` (...) Dantelden fotokopi çekmediğimizi söyleriz mecburen... Kimi de sorar: `Kitap var mı?` Döner, dükkâna, yerdeki, tezgâhtaki, raflardaki bütün kitaba ağır çekimle bakarız (ben bakarım), umarız (ben umarım) ki soran da bizimle (benimle) bakar, bakar da cümlesini düzeltir. Öyle olmaz.
Duymadığımızı sanıp yeniden sorar çoğu: `Kitap var mı?` Kafasında bir kitap vardır, aradığı odur; ilginçtir, bu soruyla onu sorduğundan da emindir müşteri. `Bunlar ne? Kitap değil mi?` derim. `Böyle değil. Ders kitabı?` Hangi ders? Kaçıncı sınıf? Yayınevi? Ne çok bilinmezi vardır bir kitabın. Böyle gelenden işe yarar cevap almamız kolay değildir. `Okul için` derler, `Öğretmen istiyor` derler, `Çocukların hepsinde varmış` derler... `Sarı renkliymiş`."
Necati Mert, taşrada bir kitabevini yaşatma macerasını anlatıyor. Kitapçılık macerasının etrafında, taşra hayatını anlatıyor: Çek tahsildarını "komünist!" diye kovalayan kitapçıyı, dolandırıcıya para kaptıran dağıtımcıyı, müşterisi tarafından dövülen esnafı... Herhangi bir taşrayı değil, Adapazarı`nı, Adapazarı`nın yakın tarihini anlatıyor Necati Mert.
Adapazarı mikro evreninde, 12 Mart döneminden günümüze, Türkiye`nin toplumsal ve politik değişim sürecini anlatıyor. Solculuğun ve sağcılığın değişimini... Sadece gündelik ve politik hikâyat değil ama... Memleket Kitabevi, Necati Mert`in kendi yazarlık serüveniyle iç içe, taşrada edebiyat ve düşünce uğraşının canlı resimlerini sunuyor.