Tükendi
Gelince Haber VerAnkara Palas’ın bulvara açılan penceresinde başlayan roman, Pyrgi’den denize ulaşan özgu¨rlu¨ğe tutkulu bir kadının peşine takılıp Paris, Marakeş, Fas ve Akyaka’ya kadar devam eder. Nilhan, tu¨m bu yolculuklarda tek başına olsa da, aslında göru¨nmez bir çok kadını da yanında taşır. Hz. Meryem, Lady Diana, Edith Piaf, Tanrıça Hera ve nice tanımadığımız karakteri de beraberinde bize anlatır. *Ne du¨şu¨nu¨r isek o oluruz*dan öte bazen du¨şlerimiz ile yaşar bazen de kâbuslarla o gu¨zel hayallerimizi bırakmak zorunda kalırız. Aklını kaderine razı etmeyen bu kadının hikâyesinde vazgeçmek yoktur. Ateşlerde yanmak değildir onun yaptığı, ateşi çember yapıp içinden geçmektir. Ege denizini izleten Aşk, tutku, şarap, kadın, şiddet, sanat, akıl ve hayal gu¨cu¨nu¨n birlikteliğidir bu roman. Ay ışığı döku¨ldu¨ dudaklarından Çevreledi yağmur ormanları gözlerini Aşk marifetlendi gecenin en koyusunda. Dağ oldu, nehir oldu, his oldu kadın...
Sanatta, estetik ve aklın uyumu bu kitapta yerini bulmuş. Bir solukta okunup, okurunu histen hisse taşıyacak, kimi satırların altı çizilecek bir eser. Yolun açık olsun Marinka.
Sanat Tarihçi, Prof. Dr. Mehmet Zeki İbrahimgil