Tükendi
Gelince Haber VerBileti al, içeri gir ve Yusuf Nazım’ın birbirinden güzel öyküleriyle kaleminin ustalığının tadını çıkar.
Sunay Akın
Saçı başı dağılmış, montunun yakası yana kaymış, yaka paça sürüklenerek götürülürken can havliyle başını koridora çevirip *Leeylaaa!* diye gücünün yettiğince bağırdı.
Sanki Leyla, her an koridorun sonundan tekerlekli sandalyesiyle görünüverecekti. Sanki Tanrı armağanıymış gibi güzel gözleriyle kalbinde biriktirdiği sevgisini hastane koridorunun kalabalığına armağan edecekti.
Uzaktan bakıyor olsak da, bizzat yaşıyor olsak da bu ülkede kişi başına düşen acı oranı, muhakkak ki boyumuzu aşıyor. Her bölgenin ayrı bir hikâyesi, derdi, kederi var.
Yusuf Nazım ikinci öykü kitabı Leyla’yı Beklerken’de tarihimizin pek çok yarasına dokunuyor; sürgünü, köy boşaltmaları, darbe günlerini, ucuz işgücünü, gurbeti kaleme alıyor.
Dokunduğu yarayı kanatmadan öyküleştirmek zor iş;
Yusuf Nazım, Leyla’yı Beklerken’de bunu hassasiyet ve cesaretiyle başarıyor…