Tükendi
Gelince Haber VerLoş evinin karanlık sayılabilecek koridorundan geçerken defalarca baktığı boy aynasında kendisini ilk defa görüyormuşçasına dehşete kapıldı. İçinde yükselen dağları, attığı çığlık yerle bir etti. Aynaya biraz yaklaştığında gözlerinin alt ovalarında başlayan uçurumların morartıyla birlikte çatlaklara ve sonra da yüreğine doğru derin yarıklara dönüştüğünü gördü. Yarıklar onun kişiliğini örselemekle yetinmemiş, kişiliğinde koyu karanlık alanlar meydana getirmişti. Kişiliğinin yok olan yönlerini, gözbebeklerine dikkatlice baktığında gün ışığı gibi görmüştü. Derin derin nefes aldı, kasları gerildi. Vücut dilini okuyan herkes, onun aynaya saldırıp aynayı paramparça edebileceğini söylerdi; o bir boksör gibi ters yumruk atarak herkesi başka bir köşeye fırlattı. Ring şimdi sadece ona kalmıştı. Ringin ortasına çöktü, belli ki yüreğinde oluşan yarıkların sorumlusu olarak aynayı görmüyordu. Yumrukları artık rakibine değil, ringe indiriyordu. Aslında onun en büyük rakibi hep kendisi olmuştu. Bir yanı onu tereyağından kıl çeker gibi içinde bulunduğu hayattan kurtarmak isterken diğer yanı hep hayal satarak yaşamın düzeleceğini söylüyordu. Hayal satan yanı hep kazandı, Leyla ise hep kaybetti. Hayal onu acı bir gerçeğin içinde tutmaya yetmişti.