Tükendi
Gelince Haber VerBu bitik, Aryan Kuramı’nın eleştirisinin bir parçasıdır. Aryan Kuramı’nın eleştirisine “Türklerin Gerçek Tarihi” ile başladım. Daha sonra bu eleştiri “Turan Tarihine Giriş”, “Hazar Kağanlığı” ve “Germenlerle Slavların Kökeni” ile sürdü. Daha da sürecek, çünkü ele alınması gereken bir kaç bölüm daha var. Aryan Kuramı ile onun ardılı olan Hint-Avrupa Dili Kuramı, hiç bir bilimsel yanı olmamasına karşın, zorla dayatılan ve hiç bir karşı eleştiriyi tanımayan tutarsız, saçma bir çarımdır (tezdir).
Avrupa’da çağan soyun (beyaz ırkın) üstünlüğü kavramını 1850’lerde Fransız Kont de Gobineau ortaya attı. Daha sonra onun yoltarı (müridi) Alman asıllı Britanyalı Houston Stewart Chamberlain, Aryan terimini “çağan soy” (beyaz ırk) anlamında kullanarak yaygınlaştırdı. Aryan Kuramı’nın savunucularına göre Kuzey Hindistan, Pakistan, Bengladeş, Nepal gibi günümüzün Kuzey Hint toplumları, Avrasya bozkırlarından gelen Aryanlar ile Hindistan’daki Dravidlerin karışımından oluştu. Yine bu kuramcılara göre, Orta Asya ile Karadeniz bozkırlarını kapsayan Avrasya bozkırları Aryanların anayurdudur ve Aryanların Türklerle hiç bir ilgileri yoktur. Türkler, her nasılsa Orta Asya’da birden bire ortaya çıkmış, ancak hiç olmaması gereken ve olalıysa (mümkünse) geçmişten silinmesi gereken bir toplumdur. Bu, bir çocuğun ana babasını tanlaması (inkâr etmesi) gibi bir durumdur. Bu sapık düşüncenin nedeni ise bilimsel değil, yöngeseldir (siyasîdir).
19. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan Aryan Soyu kuramı, 20. yüzyılın ortalarına kadar yaygınlığını korudu. Kurama göre, diğer soylardan sözde daha üstün olan bu çağan soyun üyeleri Hint-Avrupa dillerini konuşuyordu ve yararlı olan tüm ilerlemeleri gerçekleştirmişti. Aryancılığa inananlar, Germen toplumlarını en arı soy olarak görmeye başladılar. Sonunda Adolf Hitler ve Naziler bu düşünceyi benimseyince, II. Asun (Dünya) Savaşı sırasında Yahudi ve Roman (Çingene) soykırımları yapıldı..