Tükendi
Gelince Haber VerNasıl ki ramazan geldiğinde insanların çoğu yemek/pide/tatlı üzerinde yoğunlaşıp, bu ayın/orucun mânevî ve rûhânî yönünün içini boşaltmışlarsa; tıpkı bunun gibi Kurban Bayramı’nda da kurban kesmek ete/kemiğe/deriye indirgenerek aslî amacından uzaklaştırılmış, çok az kimse kurbanın Kurbiyet yani Allah’a yaklaşmak ile olan bağı üzerinde durmuştur. Kurban üzerine anlatılanlar ise Hz. İbrâhim ile oğlu arasındaki olayların tekrarından öteye geçememiş, Kur’ân’ın bu önemli âyetlerinden çıkarılması gereken gerçek mesaj insanlara tam anlamıyla yansıtılamamıştır.
Bu noktada yeni bir dil ve yaklaşım geliştirmek artık zorunlu bir ihtiyaca dönüşmüştür. Dolayısıyla, Allah ile insan arasındaki Kurbiyet’in, O’na yakîn olma durumunun mânevî derinliğini idrâk etme noktasında bir farkındalık oluşturmak gerekmektedir. Şu bir gerçektir ki; bütün ibadetlerin özü/amacı Allah’a yakınlık sağlamak ve O’nun hakkında mârifet elde etmektir. Bu özü/rûhu yakalayamayan her ibadetin, tahkîkten uzak taklid seviyesinde kalması kaçınılmazdır. Mevcut din algımızda Allah’ın rızâsını/yakınlığını kazanmanın, ancak O’nu mutlu etmekle gerçekleşeceğini zannediyoruz.
Halbuki Allah’ın bizim bu davranışlarımızın hiç birine ihtiyacı yoktur; O’nu asıl mutlu eden ve bizi kendisine yaklaştıran şey, bizim O’nun irâdesi doğrultusunda kendi cinslerimize karşı takındığımız tavır ve tutumlarımızdır. İnsana hizmet etmeyen, insanı merkeze almayan ve insanı mutlu etmeyen hiçbir davranış Allah’ı da mutlu etmez. Kurban’ı anlamak ve kurbandan Kurbiyete ulaşabilmek niyetiyle oluşturulan kitabımızın, bu noktada okuyuculara farklı kapılar/boyutlar/düşünceler açmasını Allah’tan diliyorum.