Tükendi
Gelince Haber VerSizler hiç gül bahçesi gördünüz mü? İç içe geçmiş sarı, kırmızı, beyaz ve daha nice renk insan ruhuna huzur verir, elinizde olmadan sizleri başka bir dünyaya davet eder. Her gülün kokusu, rengi ve dokusu farklıdır.
Kürdistan coğrafyası da tıpkı bir gül bahçesi ve gökkuşağı gibi rengârenktir. Güzellikler iç içe, gönül bağıyla örülmüş bir halı deseni gibidirler. Bir yanı Kurmanç, Zaza, Soran, Ermeni, Türkmen, Nesturi, Keldani, S?ryani, Ezidi, Arami, Asuri; bir yanı Sünni, Alevi, Şii, Hristiyan, Musevi ve daha nicesi gül bahçesi içinde kendine özgü aromaya ve renge sahiptirler.
Bu kitapta; dünyanın dört yanına dağılmış 140’ı aşkın Kürt, Zaza, Ezidi aydınıyla yapmış olduğum röportajları bulacaksınız. Her birisinin anlatımında farklı bir renk, farklı bir dokunuş vardı. Kuşaklararası siyasi ve sosyal kopukluk tartışmasız bir şekilde ortadaydı. Her kuşak, siyasi mücadelesine sil baştan başlamış, geçmişte binbir zahmetle verilen mücadeleler unutulmuş, tarihin çöplüğüne atılmıştı. Ve bu döngü bugüne kadar hep böyle devam ede gelmişti. Anladım ki, Kürdistan toprağı, Fırat-Dicle gibi durmadan akan görkemli bir tarihe, Ararat gibi yüce bir gönüle sahipti ama içten paramparça ve dağınıktı.
Ve yine anladım ki Kürdistan susuz bir toprak gibi kupkuru ve bir damla demokrasiye hasretti. Kısacası, Kürdistan yağmur ister, demokrasi ister, dilini ister ve bütün halkların kardeşliğine bir deste gül uzatmak ister.