Tükendi
Gelince Haber VerBilindiği gibi Ku’ran İlimleri alanında ansiklopedik eser verenlerin en meşhurlarından biri Ebü’l-Fazl Celâleddîn es-Süyûtî’dir (öl. 911/1505). Müellifimiz tıpkı Hadis alanında olduğu gibi Tefsir’de de ıstılahların ve gerekli bilgilerin iki kapak arasında toplanmasına ihtiyaç olduğunu hissetmiştir. Bu bağlamda o ana kadar sadece hocası Şeyhülislam Celaleddin el-Bulkîni’ye (öl. 824/1421) ait bir eser dışında söz konusu sahaya dair kapsamlı bir eser ortaya konulmadığını düşünmüştür. Hocası Şeyhülislam Celaleddin el-Bulkîni’nin (öl. 824/1421) yazdığı eserin de yeterince efradını cami ağyarını mâni bir kitap olmadığını düşünerek ama o kitabı esas alarak yeni ve tafsilatlı bir eser yazmaya girişmiştir. Konu sıralaması ve üslubu bakımından Süyûtî’nin et-Tahbîr fî ilmi’t-Tefsir isimli eseri, Bulkîni (ol. 824/1421) tarafından kaleme alınan Meva?ı?ul-?ulûm min meva?ı?i’n -nücûm adlı eserle birçok açıdan benzerlik arz etmekte ancak bazı konularda söz konusu esere gerek konu, gerekse içerik bakımından ilaveler yapmış olmaktadır. Çok az sayıda da olsa Süyûtî, yine hocası Kafiyeci’ye de (öl. 879/1474) atıfta bulunmaktadır. Müellifimiz eserini yazdıktan sonra kendisinden önce yaşayan Zerkeşî (ol. 794/1392) tarafından kaleme alınan el-Burhân adlı esere rastlamış, ondan da etkilenerek ve elinizdeki bu eserini de geliştirerek el-İt?an fi ulûmil-Kur’ân adlı eserini kaleme almıştır. Alan çeşitliliği ve kaynak sayısı bakımından çok zengin olan et-Tahbîr fî ilmi’t-Tefsir isimli eser, Tefsir, Tefsir Usûlü ve Ulûmü’l-Kur’an alanının yanı sıra Hadis, Usul-i Fıkıh, Fıkıh, Tarih ve Dil gibi alanlarda yazılmış eserlerden yararlanılarak kaleme alınmıştır. Süyûtî’nin et-Tahbîr adlı eseri, meşhur el-İt?an fi ulûmi’l- Kur’an adlı eserinin bir nüvesi mesabesindedir. Öyle ki Süyûtî, et-Tahbîr adlı bu eserinde nüzul bilgisi, tilavet, kıraat, Kur’an’ın lafzî ve edebî yapısıyla alakalı yaklaşık 100’ün üzerinde konuya değinmektedir. Bu özellikler dikkate alındığında et-Tahbîr fî İlmi’t-Tefsîr isimli eserin Tefsir, Tefsir Usûlü ve Kur’an İlimleri sahasında önemli bir boşluğu dolduracağı aşikârdır.