Tükendi
Gelince Haber VerKaynağı "Yüce Allah", getireni "Cebrail (as)", tebliğcisi "Hz. Muhammed", muhatabı "bütün insanlık", misyonu da "insanları karanlıklardan aydınlığa çıkartmak" olan Kur`an-ı Kerim, Yüce Allah`ın insanoğluna gönderdiği son ilahı hitaptır, mektuptur. Bu mesajın gönderiliş gayesi, insanın kendisi, canlı-cansız çevresini ve Yüce Allah`ı tanıması, onlara karşı görev ve sorumluluklarını bilmesi, kendisi, çevresi ve yaratıcısıyla uyumlu bir hayat yaşamayı başarmasıdır. Bunun için öncelikle kendisinden istenenleri iyice bilmesi gerekir.
ZÜmer 39/23`te beyan edildiği gibi, Kur`an, ahsenu`l-hadistir, yani sözlerin en güzelidir; çünkü Kur`an en Güzel`in sözüdür. En Güzel`i sevenler, onun sözüne itibar etmelidirler. Müslümanların önemli bir bölümü "en güzel sözü" takip etmek yerine, takip ettikler, sözleri güzelleştirmeye çalışıyorlar. Ne kadar uğraşılsa da başkasına ait sözler Yüce Allah`ın kelama kadar değerli olamazlar. Hz. Peygamber`in ölümsüz tanımıyla, "Allah`ın kelamının üstünlüğü gibidir." İşte bu eşsiz ilahı kelamı anlamak ve hayatımıza okuyup taşımak için elimizden gelen çabayı ortaya koymanın mütevazi bir ürünü olsun diye Kur`an-ı yorumlamaya çalışıyoruz.
Kalem suresinin ilk ayetinde "Nun`a (hokkaya), kaleme ve satır satır yazdıklarına" yemin edilmekte, okumanın yanında yazmaya, yazıya ve yazılan şeylere vurgu yapılmakta, dolayısıyla bütün bunların şahit tutulacağına dikkat çekilmektedir. Bu aeleme sahip olmaya değil, şahit olmaya ve hak yolunda şahitlerimizi çoğaltmaya geldik; bu noktada yazdıklarımız şahidimiz olsun istedik. İşte bu naçiz çalışma sadece ve sadece bu duygunun satırlara dökülmüş halidir.