Tükendi
Gelince Haber VerBalkan Savaşları `şiddetin diğasına dair büyükbir dönüşümü getirmiştir.Bu savaşların 1. Dünya Savaşı`nın provası addedilmesi rastlantı değildir. O güne dek sömürge topluluklarına uygulanılan çok özel bir şiddet türü Balkan Savaşları`yla Avrupa`ya varır. Sömürgeler uluslararası hukuk basımından egemeni olmadığından, fetih değil, edinilebilir topraklar addedilir. Bu durumda sömürgeciye gösterilen her türlü şiddet gayrimeşrudur, sömürgecinin `alan`ı tamamen temizlemek hakkı bulunur:kolonyal katliamların hukuksal zemini budur. Bu kavram Avrupa bağlamında no man`s land (sahipsiz toprak, tarafsız bölge) olur. Balkan Savaşları süresince tüm Balkanlar sahipsiz toprak halini alır, tarafların karşılıklı olarak yürüttüğü sayısız katliam ve tehcir, nüfuslarının aralıksız olarak yerlerinden sökülüp atıldığı bu durum da `milli bağımsızlık` ancak öteki milletin yokedilmesiyle, toprakta hak iddia edebilecek tüm rakiplerin katledilerek bertaraf edilmesiyle mümkün addedilir. Balkan Savaşları`nın müstesnalığı önce `10 yıllak savaş` adı altında geçiştirildi, sonrasında ise Kurtuluş Savaşı`nın gölgesinde kalıp görenmez oldu. Bugün, Balkan Savaşları`nın 100. Yılında onlarca konferans düzenleniyor, yeni çalışmalar yayınlanıyor, yayınlanacak. Sorun şu ki Balkan Savaşları`na 1923`ten geriye gidilerek bakılıyor, 1912-3 dönemin demişmenliğine, kıyametine bakılmıyor. "Kırmızı Siyah Kitap" ya da yayınlandığı tarihteki isimlendirmeyle "Türkün Kara Kitabı", Balkan Harbi sonrasında Osmanlıcılık düşüncesi yerini Türkçülük ve İslamcılık düşüncelerine bırakarak tarih sahnesinden çekilirken, Müslüman halk, aydın ve yöneticilelrde yaşanan zihni dönüşümün ayak izlerini daha harbin hemensonrasında göstermesi bakımından ayrı bir öneme sahiptir.