Tükendi
Gelince Haber VerXIII. yüzyıldan XV. yüzyılın sonuna kadar devam eden hatta etkilerini sonraki yüzyıllarda da hissetiren Eski Anadolu Türkçesi döneminde telif veya tercüme olarak pek çok eser yazılmıştır. Bu dönemde okuyanı eğitmek ve İslamiyet’in kurallarını öğretmek maksatlı yazılan dinî, tasavvufî, ahlakî ve didaktik içerikli metinlerin yanı sıra çoğunlukla İslam tarihleri, siyerler, peygamberlerin hayatlarını anlatan kısas-ı enbiyalar, menkıbevî nitelikli eserler, dinî-destani içerikli metinler kaleme alınmıştır. Çoğunlukla manzum olmakla beraber, mensur, manzum-mensur karışık olmak üzere yazılan bu eserler, Türk dilinin tarihi gelişimini izlemek açısından temel vesikalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sahada yapılan bütün çalışmalar da aslında dil ve kültürümüzün önemli bir aşaması olan bu dönemin aydınlatılmasında büyük önem arz etmektedir. Türk dilinin gelişim sahası içerisinde Eski Anadolu Türkçesiyle kaleme alınmış eserlerden iki tanesi de bu çalışmaya konu olmuştur. Müellifi meçhul bu iki eser aynı yazma eserin içerisinde bulunan mensur bir nasihat ve mev’ize kitabı olan “Kenzü’l-Esrâr” ve muhtasar bir kısas-ı enbiyâ olan “Dînî Mev’ize ve Hikâyeler” başlıklı eserlerdir. Muhteva, dil ve üslup özellikleri ve yazma eserin başında bulunan kayıt dikkate alındığında bu eserlerin telif tarihinin XV. yüzyıl olduğu düşünülmektedir. Kenzü’l-Esrâr, edebiyatımızda XIII. yüzyıldan itibaren bir artış gösteren ama temeli çok eskilere dayanan nasihat-nâme ve bu bağlamda vaaz üslubunu da içerisinde barındıran bir mevize kitabıdır. Dil ve üslup açısından Eski Anadolu Türkçesinin güzel bir örneği olan eser muhteva açısından da oldukça dikkat çekici özellikleri haizdir. İçerisinde İslam dininin kurallarına yönelik bilgilerin, ahlakî yönlendirme ve değerlendirmelerin bulunduğu eser, öğretici, yol gösterici ve telkin edici bir üslupla kaleme alındığı için ayet ve hadislerden, kıssalardan, menkıbe ve rivayetlerden beslenerek okuyucusunun/dinleyicisinin zihninde daha etkileyici ve kalıcı olmayı hedeflemiştir. Karşılıklı konuşma üslubunun sıklıkla kullanıldığı bu eser, oldukça canlı ve dikkat çekici tasvir ve tahlillerle doludur. Çalışmaya konu olan Dînî Mev’ize ve Hikâyeler başlıklı diğer eserde ise Hz. Adem’den Hz. Nuh’a kadar peygamber kıssaları anlatılmaktadır. Kısas-ı enbiyâ metinlerinin giriş kısmında bulunan kâinatın yaratılışına dair rivayetlere bu metinde de yer verilmiş ve kıssaların ibret verici yönleri dönemin Türkçesiyle samimi bir üslupla aktarılmıştır. Genel özellikleriyle tanıtılan bu eserlerin neşri, muhtevası, dil ve üslup incelemesi üzerine temellenen bu çalışma iki ana bölümden meydana gelmektedir. Çalışmanın birinci bölümü üç temel başlıktan oluşmaktadır: 1. Kenzü’l-Esrâr 2. Dînî Mev’ize ve Hikâyeler 3. Dil ve Anlatım Birinci başlık altında Kenzü’l-Esrâr, nüsha özellikleri ve muhteva açısından incelenmiştir. Eserde işlenen temalar tespit edilerek temalar üzerine anlatılan kıssa, hikâye ve menkıbelerin özetlerine de kısaca yer verilmiştir. Bu başlık altında eserin nasihat-nâme olarak da değerlendirmesi yapılmış ve nasihat üslubuna dair tespitlere ve metin örneklerine yer verilmiştir. İkinci başlık altında Dînî Mev’ize ve Hikâyeler başlıklı eserin nüsha ve muhteva özellikleri üzerinde durulmuştur. Eserin kısas-ı enbiyâ tarzında yazılmış ve peygamber kıssalarını içerisinde ihtiva eden eserlerle benzer ve farklı yönlerini tespit edebilmek için Envâru’l-Âşıkîn ve Sâlebî’nin Kısas-ı Enbiyâ tercümesi ile eser arasında karşılaştırmalı okuma yapılmıştır. Üçüncü başlık altında her iki eserin dil ve üslup özellikleri üzerinde durulmuş, eserlerde yer alan atasözleri, deyimler, ikilemeler, tasvirî fiiller, ayet ve hadis iktibasları metin örnekleriyle beraber gösterilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise eserlerin transkripsiyonlu metinlerine yer verilmiştir. Bölüm başında çeviri yazıda dikkat edilen hususiyetler maddeler hâlinde açıklanmıştır. Tarskripsiyonlu metnin akabinde ise şahıs, eser, yer isimlerini kapsayan bir dizin bulunmaktadır. Çalışmanın sonunda her iki eserin tıpkıbasımına da yer verilmiştir.