Tükendi
Gelince Haber VerÇoğul renkler taşıyan, yaşama dayatılan tek tipçi anlayışlar, halkları, insanı kendisine yabancılaştıran, gerçek bir uygarlaşmanın yolunu kapatan başlıca engellerden biridir. Doğadaki çeşitliliğin korunmasının, siyasal ve ideolojik nedenlerle insana, halklara layık görülmemesi düşündürücüdür. Oysa her yerel tomlumsal-kültürel çeşitlilik, binlerce yılın ürünü olup, insanlığın ortak mirasıdır. Bu mirasın uygarlık / uygarlaşma adına korunması, geliştirilmesi gerekmez mi?
Kürt Halkı, Ortadoğu`nun yerleşik halklarındandır. Kürtçe, değişik lehçeleri ile yaşayan bir dil. binlerce yıllık sözlü kültür değerleriyle Kürtler coğrafyalarında yaşamını sürdüren bir halk. Ne yazık ki; son yüz yılda Kürt dili, sözlü kültürü, edebiyatı, bütünüyle Kürt siyasal-toplumsal-kültürel tarihi yok sayıldı,gelişip serpilmesi olmadık kaba yöntemlerle engellendi. Türkiye koşullarında Kürtler yasakları aşıp, söz dünyasından, yazılı değerler dünyasının zenginliklerine bir türlü ulaşamadılar.
Elinizdeki bu kitap bir otobiyografik denemedir. Köklere tutunarak, oradan beslenerek, yerelden evrensele, basitten karmaşığa doğru giden bir arayıştır. Bu otobiyografi, insanı dışardan kuşatan, iç dünyasını baskı altında biçimlendiren olguların, olayların, süreçlerin belirleyiciliği altında oluşan bir yaşamın özetidir. Kürtçe yaşananların Türkçe ile buluşma cabasıdır. Özgün sesler, tatlar, renkler, dokunuşlar, yoğun duyarlılıklar üzerine yazıldı... Ta ötelerden sürüp gelen sözlü anlatımın, folklorik değerlerinin izinden yürüdü...