Ünlü İtalyan yazar Edmondo de Amicis`in 1870`lerde büyük bir heyecanla geldiği ve aynı duygularla kitabını yazdığı İstanbul, bu şehir üzerine yazılmış en güzel ve etkileyici kitaplardan biri. Amicis`in müthiş gözlem gücüyle ruhunu okumaya çalıştığı İstanbul, yayımladığı günden beri pek çok yazar ve ressam için de esin kaynağı olmuş. Tuhaflığı, güzelliğinden fazla bu şehrin insanlarına ve alışkanlıklarına, iskelelerinden kuşlarına, camilerinden sokak aralarına, çeşmelerinden meydanlarına, İstanbul`un her yerine tutkulu bir merakla, hayranlıkla bakmış Amicis. Aşkla ışığına bağlandığı İstanbul`un geleceğiyle ilgili olarak kaygı duymadan da edememiş..."Valide Sultan Köprüsü`nden İstanbul`u seyrederken aklıma sık sık bu fikir takılıyordu. /.../ Gelecekteki İstanbul`u, tehditkar ve hazin ihtişamıyla yeryüzünün en güler yüzlü şehrinin kalıntılra üstünde yükselecek o Doğu`nun Londrası`nı görür gibiyim. Tepeler düzleştirilecek, korular yerle bir edilecek, rengarenk küçük evlerin yerinde yeller esecek; ortasından sayısız, upuzun fabrika bacasının ve çan kulelerinin yükseldiği binaların, imalathanelerin ve işyerlerinin sert uzun hatlarıyla ufuk her taraftan kesilecek; düz ve birörnek uzun sokaklar İstanbul`u ızgara şeklinde birbirine paralel binlerce kocaman yola ayıracak; telgraf telleri gürültülü şehrin çatıları üstünde devasa bir örümcek ağı gibi iç içe geçecek; Valide Sultan Köprüsü`nde arık sadece bir hayvanat bahçesine, Yedikule hapishaneye, Hebdomon (Bakırköy) bir doğal tarih müzesine dönüşecek; her şey dayanıklı, geometrik, faydalı, duman rengi, can sıkıcı olacak ve artık ne yana yakıla edilen duaların ne şarkıların yükseldiği, ne de sevdalı sözlerin dikildiği canım Trakya göğünü devasa bir kara bulut daimi olarak kaplayacak."İtalyanca aslından ilk kez eksiksiz bu çeviriye, Cesare Biseo`nun gravürlerinin de tamamı eklenmiştir.