Yahudiler, Müslümanların tarih boyunca bir arada yaşadığı pek çok gayr-ı müslim zümreden yalnızca biridir. Ancak onların İslâmî dönemdeki tarihlerinin araştırılmasını önemli kılan özel sebepler de vardır. Kur‘ân‘da Tek Tanrılı dinlerin en eski mensupları bu milletten çok fazla bahsedilmesi, Medine‘de Hz. Peygamber‘le birliktelikleri, İslâm‘ın teşrî sürecinde ibadet ve diğer hukukî konuların ortaya çıkmasındaki etkileri yanında, bu zümre, dünya milletleri içerisinde nübüvvet geleneğine en fazla âşina olmuş ve bu gelenekten istifade ile sadece tarihte değil günümüzde de diğer milletler arasından hep daha ön planda olmayı başarmıştır.Öte yandan asırlar boyu sürgün (diaspora) hayatı yaşamalarına rağmen sadece varlıklarını değil, dinî kimliklerini de koruyan Yahudiler, aralarındaki güçlü yardımlaşma ve dayanışma ruhu, din adamlarına kayıtsız-şartsız itaatleri, varlıklarını devam ettirmedeki dirençleri ve bunun için geliştirdikleri kurumlar, oluşturdukları gelenek ve cemaat eğitimi ile ayakta kalabilmeyi başarmaları, bu milleti, aynı süreci yaşayan diğer milletlerden ayrı kılan ve araştırmayı gerektiren diğer önemli özellikleridir. Cemaat içi bu yapılanmaları ile Yahudiler, Müslümanlar da dahil, azınlık statüsündeki diğer cemaatlere de örnek teşkil etmektedir.Kitapta bahsi geçen konular, altı yıllık bir emeğin mahsulü olarak sadece İslâm kaynaklarına göre değil, Yahudilerin kendi kaynakları da kullanılarak Arapça, İbrânîce, Ârâmîce, İngilizce, Fransızca ve Türkçe olmak üzere konuyla ilgili çeşitli dillerdeki literatürden hareketle hazırlanmıştır.Çalışma okunduğunda da görüleceği üzere, Müslümanlar başta Yahudiler olmak üzere, diğer gayr-ı müslim zümreleri asla dışlamamış ve ötekileştirmemiştir. İdareleri altındaki gayr-ı müslimlere karşı sergiledikleri insanî yaklaşımla onların başta dinî kimlikleri olmak üzere sosyal, ekonomik ve kültürel hayatlarına müdahale etmedikleri gibi, bunların korunmasına da yardımcı olmuşlardır.