Tükendi
Gelince Haber Verİslamiyet`in 7. yüzyıl başlarında Arap yarımadasında doğuşuyla başlayıp, 1453 yılında İstanbul`un Osmanlılar tarafından fethi ve Bizans İmparatorluğu`nun yıkılmasına kadar müslümanlarla Bizanslılar arasında devlet veya toplum düzeyinde gerçekleşen çok yönlü münasebetler, İslam-Bizans İlişkileri adıyla formüle edilebilir.
Yaklaşık dokuz asır gibi uzun bir dönemi kapsayan ve etkileri günümüze kadar gelen bu ilişkiler savaşlardan diplomasiye,dini tartışmalardan bilim ve sanata, ekonomiden kültürel etkileşime kadar çeşitlilik arz eder.
Bu süreçte Bizans`a komşu ve muhatap olan islam toplumu, Hz.Pygamber ve Hulefa-yi Raşidin dönemlerinden sonra Emeviler, Abbasiler, Endülüs Emevileri, Fatimiler, Selçuklular, Eyyübiler, Memlükler ve son olarak Osmanlılar ile bu arada kurulan diğer devlet ve hanedanlar tarafından temsil edilmiştir.
Elinizdeki kitap Hz. Peygamber, Hulefa-yi Raşidin ve Emeviler ile Abbasilerin ilk döneminde diplomasi, din, bilim ve sanat alanlarında Bizans`la ilişkileri konu edinmektedir. Miladi 610-847 yıllarını kapsayan bu dönem, hem İslam tarihi hem de Bizans açısından önemli bir zaman dilimidir.
Eser yüzyıllar boyu birbirleriyle komşu ve öteki olmuş iki farklı medeniyetin temas, tanışma ve meydan okuma düzlemlerinde gerçekleşen çok yönlü ilişkilerin temel dinamiklerine ve niteliklerine ışık tutma gayretinin bir ürünüdür.