Tükendi
Gelince Haber Verİnsanlığı çığlığından tanıyor, korkusundan bilip zaafından yakalıyoruz, sevgisinden değil. Ne anlaşılmaz bir konu ve ne anlaşılmaz bir başlık bizimkisi. Maddenin hangi halinden öğrendik ahlâkı? Hangi element getirdi gönlümüze merhameti? Güvenmek hissi vücudun neresinde bulunmakta? En sertinden tokat gerek yüzüme. Şuursuzca anlatmaktan vazgeçmeliyim bu düzeni. Yahut sarıl fikirlerime. Düzeltelim pürüzleri. Hiç gelmeyeceksen bile örtme kapıyı. Biri önünden geçerse görsün halimi ve fısıldasın sana. Geleceksen haber verme ve geldiğinde tekrar açılmayacakmış gibi kilitle kapımı.
Gerçekten özlettin kendini. Rüyalar olmasa yitireceğim aklımı. Fazla basit kafiyeler. Hiçbir kurala uymuyor alıntılar. Çoğunluk bildiren devrik cümleler birikti avuçlarımda.
Uykuyu sevdiren rüyalarım çoğunlukla senli.
Bu ne denli bir sevgi? Elinde var mı ölçüsü?