Tükendi
Gelince Haber VerÇocukluğumdan ilk hatırladıklarım anneannem, dedem, gazete bayisine kıvrılarak ulaşan ara sokaklar, bir de balkonlarda selamladığım kuşlar...
*Gün ağarmadan yola çıkıyoruz anneannem, dedem ve ben... Belki 7 belki 8 yaşındayım, dar yokuşlardan Karantina’ya inerken adımlarımı onlara uydurmaya çalışıyorum...*
Yıllar çok hızlı, çok dolu, çok öğretici, çok sevgiyle ve bazen de çok hüzünle geçti.
20’li yaşlarımın başında ve bir dağ başında toplumdaki önyargılara, dışlamalara ve fakirliğin umutsuzluğuna koşulsuz inanmamayı öğrendim.
İnsanlar tanıdım, başka milletlerden, bölgelerden siyasi görüşlerden...
Kimi ödül alıyordu bir sahnede, kimi canını dişine takmış laboratuvarlarda, tarlalarda ya da yerin kat kat dibinde çalışıyordu.
İnsanlar gördüm, kaza yapan bir aracın direksiyonu ile sürücü koltuğu arasında sıkıştığından birkaç dakika içinde hayatını kaybeden.
Makineye bağlı oğluna can vermek için çırpınan anneler gördüm.
Çocukluklarını düşündüm, aydınlık bir günde benim gibi kumrulara, martılara, güvercinlere yem vermiş olabileceklerini...
Şimdi ne zaman üzülsem, gözlerimi kapatır, Saadet Apartmanı’nın 5. katının arka balkonunu gözümde canlandırırım.
Gözlerimi her açtığımda da yaşama dair izleri bir daha ararım.