Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim

İnsancıl Aylık Kültür Sanat Dergisi Sayı: 361 Ağustos 2020

Üretici Liste Fiyatı
50,00 TL
50,00 TL
%0 İndirim
Parapuan: 50
Alışveriş listeme ekle

Tükendi

Gelince Haber Ver
İnsancıl Aylık Kültür Sanat Dergisi Sayı: 361 Ağustos 2020
Türü : Genel Periyodik Yayın Kitaplar
Kapak : Ciltsiz
Sayfa Sayısı : 64
ISBN : 3990000090148
Basım Yılı : 2020
Kağıt Tipi : 2. Hamur

1 Bedriye Korkankorkmaz – Beni Çağırma (Şiir)

2 Betül Çotuksöken – Felsefenin Gör Dediği: Felsefe Tarihi: Antropontolojik Okuma 50 Antropontolojik Açıdan Teknik ve Teknoloji

Öyleyse; dünyanın, alışılagelmiş belirlemeyle gerçekliğin, dışdünyanın kendinde varoluşunun insan ve insan ürünleriyle, yaratılarıyla tam anlamıyla insan dünyası olduğunu; her şeyin, her varolanın insan temelli bir yönelimin ilgi odağı olduğunu, bu durumda da kendisine yönelinenlerin ancak antropontolojik ya da insan varlıkbilgisel çözümlemelerle anlaşılabileceğini, böyle bir temel bilgi çerçevesine gereksinmemiz olduğunu iddia edebiliriz. Yapılacak antropontolojik çözümlemede kısaca da olsa, Martin Heidegger’in ve Nermi Uygur`un belirlemeleri mercek altına alınacak, oldukça temkinli olmak üzere, her iki filozofun görüşleri antropontolojik bir okumanın konusu yapılacaktır.

7 Hayrettin Geçkin – Gibi (Şiir)

8 Çağla Özcan – Ömer Naci Soykan’ın Estetik Görüşü ve Sanat Bölümlemesinde Müziğin Konumu Üzerine Bir inceleme

Bu yazı, estetik ve sanat felsefesi üzerine pek çok çalışması bulunan Ömer Naci Soykan’ın müziğe ilişkin görüşlerini estetik düşüncesi ve sanat bölümlemesinden hareketle serimleyebilmek amacını taşır. Bunun için ilkin, Soykan’ın sanat ve estetik görüşünü kavrayabilmemizi sağlayacak olan estetiğin öğeleri -estetik nesne, özne, tavır, beğeni ve yargı- ele alınacaktır. Böylece hem Soykan’ın sanatlar bölümlemesini hem de müziğin değerlendirilmesindeki başat noktaları açık kılabilmemiz olanaklı olacaktır. Bu doğrultuda estetiğin öğelerinin belirlenmesini takiben sanat bölümlemesine geçilecektir.

20 Temel Demirer – Dede Efendili, İtrî’li, Limonciyan’lı Klasik Mûsikî

Beşiktaş Mevlevihânesi’nde Hammamizâde İsmail Dede Efendi’den klasik müzik meşk ederken fark etmişti aslında durumda bir tuhaflık olduğunu. Çünkü, hocası, gözlerini kapatıp karşısında oturuyor ve eserleri kendisine tekrar ettiriyordu. Bu eserlerin hiçbirinin kayıtlı olmaması dehşete düşürmüştü genç talebeyi. Bu dehşet, kendi adıyla anılan bir nota sistemi kurmaya ve bu sistem aracılığıyla klasik müziğin en önemli eserlerini kayıt altına almaya kadar götürecekti onu.

24 Sevda Topaloğlu – Aydınlık Olsun Çocuklar (Şiir)

26 Mustafa Özmen – Hasan İzzettin Dinamo

Şair çağının tanığıdır. 20. yüzyılın ilk yarısında iki büyük paylaşım savaşı yaşandı. Milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu. Milyonlarca insan yaşamından oldu. Bu savaşlar büyük yaralar açtı. Kapanan yaralar, kapanmayan yaralar. Öyle bir dönem yaşandı ki, barışı savunmanın, özgürlüğü savunmanın yasaklandığı günler yaşandı. Savaşlar, ölümler kutsandı. İşte böyle bir dönemde barışa, özgürlüğe, şiire tutunan güzel insanlarda çıktı. Hiç susmadılar.

29 Cumali Karataş – Gelebilsem (Şiir)

30 Ergün Özütemiz – Cengiz Gündoğdu’nun Estetik Kategoriler Adlı Yapıtı Üzerine

Gündoğdu bu yapıtıyla sermaye sınıfının karşı gerçekçi, insana uzak edebiyatıyla hesaplaşmasının yeni ürünlerini bize sunuyor. Bir yandan da gerçekçi edebiyattan çeşitli örneklerle ülkemizde bulunan sağlam bir damarı, bir kez daha okuyucuya anımsatıyor.

34 Yusuf Çotuksöken – Özsözler Günlüğü (8) Mayıs 2020

1 Mayıs

*Birinin niyeti kötüyse; duyguları da, düşünceleri de, eylemleri de kötüdür. Kendisi de kötüdür tabii..."

36 Berrin Taş – Hep Yolda

8 Temmuz 2020

Türkiye’de insan olmak zor. Kadın olmak daha da zor. İnsan-kadın olmana izin verilmiyor. Bir kadın, kadınlığın yükünü sırtında taşıyor. Kadına ailede, toplumda biçilen rol bütün yaşamını belirliyor. Ülkemizde bir kadının başı dik ve onurlu yaşayabilmesi için büyük bedeller ödemesi gerekiyor. Bedel ödemek bile sorunu çözmüyor çoğu kez. Bedeller ödenirken kadınlar yaşamından oluyor.

41 Yakup Ruhi – Şairler Üstüne Fragmanlar

*Auschwitz’ten sonra şiir yazmak barbarlıktır.* diyen Adorno’nun bu sözü/düşüncesi çokça tartışıldı ve belki daha da tartışılacak. Acaba neden Auschwitz? Hiroşima’dan Nagazaki’den, Sabra ve Şatilla’dan sonra, Srebrenitsa’dan sonra şiir yazmanın barbarlık olup olmadığı tartışıldı mı?

43 Aydın Şimşek – Ceyhun Atuf Kansu’ya Saygıyla Şairime Mektuplar (5)

Sizinle ilk kez Amasya’nın küçük bir ilçesi olan Taşova’da, Ortaokul öğrencisiyken tanışmıştım. Bir öğretmenin bir öğrencisinin hayatını doğrudan doğruya, küçücük bir dokunuşla değiştirebileceğini de... Türkçe dersimize giren öğretmenimin bir gün sizin *Bağımsızlık Gülü* kitabını sınıfımıza getirmesi ve şiirler okuması. Sonra kitabın bende kalması için rica ettiğimde. Bir hafta boyunca dönüp dönüp okuduğum şiirleriniz.

46 Muhsine Arda – Sylvia Plath Şairime Mektuplar (6)

William Shakespeare’in ‘Olmak ya da olmamak’ sözünü kişiye uyarlama modası çıksaydı, seninki ‘Ölmek ya da ölmemek’ mi olurdu? Ne kadar çok ihtimal var değil mi? Üstelik kelimenin anlamının bile, kişiye ve olaya göre, değişebileceğini bildiğimiz bu günlerde! Son birkaç aydır bizlere saldıran bir virüs, Covit 19 nedeniyle ‘Nefes alabilmek ya da alamamak’ kavramını ‘Hastalık kapmak ya da kapmamak’ olarak algılıyorduk.

48 Abdullah Şanal – Seviyorum Sevgilimdir (Şiir)

49 A. Didem Uslu – 2018-2019 Tiyatro sezonundan süren seçme oyunlar (4)

Kadın Kafası, İrfan Kargı’nın yazdığı başarılı bir trajikomedi. Yazar kadınları ve kadınlarla erkeklerin karmaşık dünyasını iyi anlamış. Oyunda dört kadın ve bir erkek. Kadınların erkekler hakkındaki hikayeleri gerçekten çok komik. Espriler yavan değil, oyunculuk sevgiyle.

55 Mehmet Rayman – Kızgın Maşa (Şiir)

56 İbrahim Tığ – Namus Borcu (Öykü)

Uzun Habibe, yatmakta olduğu demir karyoladan başını kaldırdı. Sedirin üzerinde gergef işleyen kızı Kezban’a baktı.

-Kalk kızım ocağa odun at. Odanın kanı geçmek üzere.

Kezban gözlerini annesine çevirdi. Gergefini taburenin üzerine bıraktı. Uyuşmuş ellerini ovuşturarak kalkıp ocağa odun attı. Sonra da odanın dar perceresinden dışarıya baktı.

58 İnsancıl’a Mektup

59 Cengiz Gündoğdu - Yıldız Güncesi

3 Temmuz Cuma

Bir süre yazmadım... bir ay kadar…

Bu bir ayda ne yaptım. Sait Faik okudum. Bir de çekip gitmeyi düşündüm… nereye mi… neresi olduğunu ben de bilmiyorum.

Halkı bir yana bırakıyorum. Şu aydın denenlere… okumuş yazmış olanlara bakıyorum. Şunu sordum kendime. Sorunları ben mi anlatamıyorum. değilse onlar anlamıyor mu… değilse anlamama inadı mı var…

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.