Tükendi
Gelince Haber Verİnsancıl Şubat 2019 Sayısından
1 Çetin Örgen – Umut hep var (Şiir)
2 Betül Çotuksöken – Felsefenin Gör Dediği:Felsefe Tarihi: Antropontolojik Okuma 32
İnsanı toplumda, tarihte, kültürde ve bunların her birinin taşıyıcı ortak temeli olan *dil*de yakalayan yaklaşımlar, yapısı gereği antropontolojiktir. Antropontoloji ya da insan-varlıkbilgisi insan-insan olmayan, ben-ben olmayan farklılığı üzerine kurulu olmakla birlikte, bakışını, insanın taşıyıcı varoluşuna dayandırdığı için güçlüdür ve öteki felsefi bakışlardan bir adım öndedir. Çünkü antropontolojinin elinde, ancak insanla birlikte anlaşılır kılınan *varolan* vardır; varolanın kendinde yansımasını bulduğu "dil* vardır. Dil *varolan* ve *varolmayan* üzerinde konuşma-yazma olanağını sağlar. Bu nedenledir ki antropontoloji en çok da dile yaslanır.
6 Rahime Henden – Nehirin Şarkısı (Şiir)
7 Cengiz Gündoğdu – Manves City Üstüne
Yazar, oluşturduğu tiple okura gerçekliği gösterir, roman ancak bu durumda gerçekçi olabilir. Bu açıdan Manves City’e bakıldıkta Latife Tekinde tipleştirme olmadığı görülür. Romanda tipleştirme olmayışının nedeni, romanın kurgusu...
9 Gülçin Yağmur Akbulut – Yağmur ve Yıldızlar (Şiir)
10 Mustafa Günay – Düşünce Defterimden Fragmanlar 3
Her sabah yeni bir başlangıçtır: her şeye. Günün uzunluğu ve doluluğu bize de bağlıdır dışımızdaki pekçok şeye bağlı olduğu kadar. Unutmayalım ki yaşanan her günle birlikte ömür defterimizden de bir sayfa eksilir. Ama bu sayfaya yazdıklarımız, sonraki anlarda/günlerde de bizimle olmayı sürdürür. Boş sayfalarla dolu bir defter kadar dehşet verici bir şey olabilir mi?
12 Cengiz Bektaş – Günaydın (Şiir)
13 Hayrettin Geçkin – Çavuşkuşunun Türküsü
Berrin Taş’ın yapıtlarında, gerçekliğin olduğu kadar kadınlığın da gelişmeye muhtaç olduğu imlenir. Ayrıca gerçeğin düşlerle zenginleşebileceğinin ipuçları da var. Bu durum bir bakıma okuyucuyla örgütlenir. Ki estetik tam da burada devreye girer. Ayrıca onun yapıtlarında ölümün dirime katıldığını gözlemek de mümkün. Bütün bunlarla birlikte denilebilir ki ateşi çekice, onu da ekmeğe dönüştürenlerin türküsüdür aslında onun sözcük işçiliği. Şiirlerinde de düzyazılarında da seyir budur.
16 Berrin Taş – Hep Yolda
4 Ocak 2019
Dağıtım ücreti iyice yükseldi. Aldı başını gitti. Şimdi elinizdeki bu sayıyı okuyabilirseniz -elinize ulaşırsa- Şubat sayısını okuyabilirseniz dağıtıma verilmediğini öğrenmiş olacaksınız. Dağıtım parasını karşılamıyor satılan dergiler. Bu durumda baskı sayısını da iyice düşürmemiz gerekecek. Yılların bana öğrettiği şu. Türkiye’de kültür sanat dergisi okuyan okumak isteyen kişi sayısı çok az. Sen ne yaparsan yap, istediğin kadar didin, çırpın okumuyorlar. Önceleri beş bin basılan dergi değişik süreçlerden geçtikten sonra bin adet basılıyordu. Bundan böyle baskı adedini beş yüze, belki de dört yüze indirmemiz gerekecek…. Şubat sayısını kitabevlerinde bulamayacaksınız. Ocak sayısını aldınız. Şubat’ı nerden bulursunuz bilemem. Bizden de isteyebilirsiniz. İnternet aracılığıyla da edinebilirsiniz. Kitabevlerinde bulamayacaksınız derken yanlış anlaşılmasın. Bizim elden verdiğimiz kitabevlerinde yine bulunur dergi.
21 İnsancıl’a Mektup
22 Şükrü Çiftçi – Babil (Şiir)
24 Yusuf Çotuksöken – Kaygılarımız Üzerine (Deneme)
Hangimiz kaygılardan uzak yaşayabiliyoruz ki? Hangimiz, kaygılı değiliz ki... Hangimiz kaygılarımızı yaşarken bizde bıraktığı derin izleri görmezden gelebiliriz ki. Bu ülkede yaşıyorsanız, kaygılanacak o denli çok konu bulur, bunları yaşar, bunlar üzerine konuşur, tartışır ve yazarsınız ki...
27 Cemal Karsavan – Rüyalarımda Sevdiğim Sensin (Şiir)
28 Recep Çitikbel – Yarın Yarın Estetik İnceleme
Roman, 12 Mart romanları arasında *gösterilir*. Yazar, romanın konusunu, *12 Mart Askeri Muhtırasından yola çıkarak yazar. Romana konu olan, 12 Mart 1971 rejiminin amaçları romanda anlatılarak gösterilmez. Daha çok, dört ana karakter ve yan karakterlerle, özne-nesne bütünselliği olmayan, romana, konu mankeni olan karakter/tip üzerinden, 1970 Türkiye’sini ele alır. Bakış açısı, karakter/tiplemelerinde görülen, sorunlarından çok, sorunlu tiplerdir. Bu tiplerin inişli çıkışlı yaşamlarını, yazar, abartılı, öznelci, rastgele ele alır.
37 Turgut Karabekir – Büyüksen (Şiir)
38 Hasan Akarsu – *Sismik ve Ritüel*
Hasan Çapik 1977 Adıyaman doğumlu olup felsefe öğretmenidir. Tiyatro oyunları, öyküleri olan ozan, ilk şiir yapıtı *Bekleyişin Zerdüşti’ne yenisini ekledi: *Sismik ve Ritüel*. Sismik sözcüğü depremle ilgilidir. Ritüel ise tapınma ve büyüyle ilgili geleneksel tören anlamına gelir. Ozanın şiirlerinde, kuşkusuz bu sözcüklerin anlam izleri var.
40 Nurşen Aydoğan – Cengiz Gündoğdu: Aydınlanmanın Kapıları
Cengiz Gündoğdu, *Estetik kapısı niye zorunludur* sorusunu; Estetik, yalnızca bir yapıtın ya da köprünün güzel olup olmadığıyla ilgilenmez, diye yanıtlar. Toplumun kuruluşunda, toplumdaki insan ilişkileri güzel mi, değil mi, onunla da ilgilenir.Toplum kuruluşu, insan ilişkileri güzel, deyince sorun olmaz. Ancak güzel değil deyince sorun çıkar.
46 Zeynep Alpaslan – Cengiz Gündoğdu: Toplumsal Bilincin Oluşturulması
Cengiz Gündoğdu, aydınlanma derken felsefeyi, estetiği, insan bilimlerini, bilimsel kavrayışı egemen duruma getirmekten söz etmektedir. O zaman toplumsal bilincin etkisiyle felsefe, estetik, insanbilimleri, bilimsel kavrayış insanın temel uğraşı olacaktır.
48 Osman Akyol – Uzun zaman oldu Canım annem Dönmedin (Şiir)
49 Beyazıt Kahraman – 2018 Tekin Sönmez Dil ve Edebiyat Ödüllerinden birini kazanan Tarık Günersel ile Söyleşi
51 Bize Gelenler
52 Gülay Yeşilipek – Ana-Baba Evi (Öykü)
Serap o gün beşinci resim sergisini açmıştı. Yine de ilk sergisini açtığı gün gibi heyecanlıydı... gelenlerle tek tek ilgilenmeye özen gösterdi, özellikle resimleri hakkındaki görüşlerini onlardan dinlemek çok önemliydi Serap için. Sergi açılalı iki saat olmasına karşın hala gelenler vardı. Serap yeni gelen öğretmen arkadaşlarını karşılamak için hızla kapıya doğru giderken bir kadın dikkatini çekti. Biraz önce de aynı kadını aynı tablo önünde görmüştü.
54 Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi
2 Ocak Çarşamba
29. Yıl... İnsancıl 29 yıldır kültür dünyasında ışıl ışıl parlıyor. Şimdi İnsancılın ışıltısıyla yazıyorum. Bu ışıltının özellikle Berrin Taş’tan kaynaklandığını düşünüyorum.
Bir düşüncemi daha söylemeliyim. Durup durup Marks’la Engels’e dönmek gerekiyor. O zaman bakın n’oluyor. Marks söylüyor. Kapitalizm yalnızca maddi üretim değildir. Kapitalizm maddi üretimin yanında tinsellikle üretir. Kapitalizmin sürgit olabilmesi için, buzdolabının yanında buzdolabı almanın "sevinci* de üretilmelidir, üretir de.