Tükendi
Gelince Haber VerSaid Paşa, genellikle Sultan II. Abdülhamid devri başları mevzu bahis olduğunda anılan, Midhat Paşa’nın sürgünü ve Ali Suâvi hadisesi sebebiyle adı sık sık telaffuz edilen biridir. Ancak bu telaffuz genelde dar bir çerçeve içerisinde kalır. Dahası Mâbeyn’de görev aldığından yer yer zamanın Mâbeyn Başkâtibi Küçük Said Paşa ile karıştırılır. Bununla birlikte Said Paşa’nın hayatı çok farklı bir çizgide seyretmiştir. Uzun yıllar İngiltere’de bulunduğundan genellikle İngiliz tesirine açık noktalardaki vazifelere getirilir. Öncelikle İngiliz nüfuzunun en çok kendisini hissettirdiği bahriyede, İngiliz desteğine ihtiyaç duyulduğu dönemde Mâbeyn’de görevlendirilir. İngiliz basınına bakıldığında bu görevlendirmelerin memnuniyetle karşılandığı veya azledilmesinin teessüfe yol açtığı görülmektedir. Öte yandan, üzerinde açık bir Avrupa desteği olan Midhat Paşa’nın azli ve sürgününü, Tersâne Konferansı kararlarının hafifletilmesini veya Ayestefanos Anlaşması’nın, Kıbrıs verilerek Berlin anlaşmasında baypas edilmesini Sultan II. Abdülhanmid, hep Said Paşa eliyle gerçekleştirmiş, böylece İngiliz desteğini veya tepkisini, asgariye taşımaya çalışmıştır. Nitekim Sultan Hamid, Zeytun Ermeni olaylarında "İngilizleri yemlemek" için yine Said Paşa’nın eline ihtiyaç duymuş, İngilizlerin atanan her görevliyi şikâyet konusu ettiği bir anda son bir hamleyle Said Paşa sahaya sürmüştür. Diğer yandan Said Paşa, Mâbeyn’de göreve başlamasının hemen ardından "Jurnal" adını verdiği bir günlük tutmaya başlamıştır. Olayları günü gününe işlediği bu eser, gerek İstanbul, gerekse taşradaki faaliyetlerini, gözlem ve tahlillerini içerir. Zeytun Ermeni olaylarına dair önemli bilgiler verdiği gibi Taif’e sürülen Damat Mahmud Paşa’nın Taif mektupları veya Konya valilik yılları gibi pek çok konuyu işler. Yakın dönem tarihi kaynakları arasında sayılabilecek niteliktedir.