Tükendi
Gelince Haber Verİletişim, genel anlamıyla, bilgi, tutum, duygu, inanç, niyet, fikir, ihtiyaç veya düşünceyi belli sembollerle ifade eden bir ‘verici’ (kaynak) ile bu sembolleri algılayıp çözümleyen bir ‘alıcı’ (hedef) arasında gerçekleşir. Fakat taraflar arasındaki haberdar etme-haberdar olma, verme-alma, iletme-iletilme, etkileme-etkilenme, uyarma-uyarılma… durumlarının tamamı belirli bir anlam ortamında ve bağlamında gerçekleşir. Bu anlam zemini iletişimin tüm süreçlerinde etkili olup, sonucu belirler. Dolayısıyla iletişimde ‘anlamlandırma’, önemli olmanın da ötesinde, olmazsa olmaz niteliktedir. ‘Anlamlandırma’, yatay boyutta toplumsallıkla, dikey boyutta ise zamanla ilgilidir. İletişim, yatay boyutta tamamıyla toplumsal bağlamda gerçekleşmesine karşılık, dikey boyutta da kısmen dolaylı bir şekilde olsa bile büyük oranda toplumsallık söz konusudur. Dikey boyuttaki anlamlandırmada referans olan şeylerin bazıları geçmişle; geçmişten bugüne gelen şeylerle ilgilidir. Yani tarihsel bir birikim söz konusudur. Bu tarihsel birikim bireysel olabileceği gibi, toplumsal da olabilir. Fakat bireysel anlamlar dahi toplumsal anlamdan beslenir; toplumsal anlam kalıplarının kapsamında bir mana ifade eder ve işlev yerine getirirler. İletişimin anlamlandırılmasında dikey boyutta etkili olan toplumsallığın referansları kültür, din, ahlâk, siyaset gibi farklı kurumlardır. Kültürün iletişimi nasıl anlamlandırdığıyla ilgili olarak tamamen bireysel görünen ‘el öpme’ davranışını örnek olarak hatırlamak, konunun anlaşılmasına katkı sağlayacaktır. Bir kişinin bir başkasının elini öpmesi ‘saygı’, ‘özür’, ‘itaat’, ‘sevgi’ veya ‘kur yapma’ anlamlarına gelebilir. El öpme davranışının bu anlamlardan hangisine karşılık geldiğini el öpen ile eli öpülenin cinsiyetleri, yaşları, bireysel veya toplumsal ortak geçmişleri, içinde bulundukları zaman ve ortam belirleyeceği gibi, elin öpülme biçimi de belirler. Tüm bunlar geçmişten bugüne uzanan kültürel anlam, anlayış ve uygulamalara göre şekillenir. Bu çalışma gerek yatay gerek dikey boyuttaki anlamlandırmalar bağlamında olmak üzere iletişimi toplumsal boyutuyla ele almakta ve bazı somut örnekler üzerinden iletişimin nasıl gerçekleştiğini ve gerçekleşebileceğini resmetmeyi amaçlamaktadır.