Tükendi
Gelince Haber VerBu köyde ona, Çolak Hamdi Bey diyorlardı. Ağırbaşlı, oturaklı bir kişiliği, vardı. Hafif kırçıllı sakalı, yuvarlak yüzü ve dolgun pembe yanakları ile hoş ve gösterişli bir adamdı. Yaklaşık altmış yaş civarında gözüküyordu. Orta boylu, hafifçe göbekli, geniş omuzlu bir yapıdaydı. İri çakır gözleriyle bakarken karşısındakine güven telkin ederdi. Ancak bu bakışlarda, bazen gizli bir hüzün yansıması okunurdu. O anlarda dalıp gider, kafasından neler geçtiğini kimse anlayamazdı. Bu durum, beş on saniye devam eder, yerini tekrar eski canlı ve sevecen bakışlara bırakırdı. Kulağa hoş gelen bir ses tonuyla tane tane konuşur, sözü ve sohbeti dinlenirdi. Konuşmaları daima güven verici ve ikna edici olurdu. Herkes ondan fikir sorar, akıl alırdı. Komşular arasında çıkan sorunları, kavga ve gürültüye meydan vermeden her iki tarafı dinleyerek, hakkaniyetli bir şekilde çözüme kavuşturur ve tarafları barıştırırdı. Fakir ve düşkünlere her zaman yardım elini uzatır, kimseyi kapısından boş çevirmezdi. Konağının yanında, kendine ait olan köy odasında misafiri hiç eksik olmazdı. Bu haliyle hem çevre köylerinde hem kasabada onu saygın bir kişi olarak tanırlar ve gerekli itibarı gösterirlerdi.