Bu ülkede köşe yazarı olunca, isteseniz de siyasetin tamamen dışında kalamıyorsunuz. Siyasetin sorunları sizi içine çekip yutan bir canavar gibi, midesine indirip, öğütüyor. Sonra birden herkes birbirine benzeyen yazılar kaleme almaya başlıyor çünkü siyaset dünyası aslında çok kısıtlı ve dar bir dünya.Ben ilk günden beri hep bu kısıtlı dünyanın dışına çıkmak istedim ve çok şükür çıktım da... Mizah benim için yazarlığımın ‘asıl’ gücünü gösterdiğim yer. Mizahla birlikte popüler kültür, toplumu ve dünyayı anlamak için siyasetten çok daha fazla ipucu verir insana. Popüler kültürün kodlarını ve çok katmanlı anlamlarını çözümleme sürecinde kendinize ve hayata dair çok şeyi anlarsınız. Siyaset yazarken insan tam dürüst olamıyor ne yazık ki... Ben sadece mizah ve popüler kültür üzerine yazarken kendime ve dünyaya karşı dürüst olduğumu hissettim. İşte bu nedenle popüler kültür yazılarından oluşan ve okunması hayli keyifli olduğunu sandığım bu kitabı sunuyorum sizlere. Üstelik kitabın adı da bu dürüstlüğe atıf yapıyor.Dostoyevski’nin ‘Budala’ adlı romanını okuduysanız, kitabın adındaki budalanın anlamını da hemen kavrarsınız. Zihninizi okşayacağını sandığım bu kitabı okurken iyi eğlenceler diliyorum...