Tükendi
Gelince Haber Verİnsanlar kavgalıydı kendileriyle, digˆerleriyle, trafikle, s¸ehirle ve bu s¸ehrin bitmeyen kaosuyla. Kavga ettikçe daha fazla kaos çıkıyordu, kaos büyüdükçe daha fazla kavga ediyorlardı. Degˆis¸ik bir ruhu vardı bu s¸ehrin, kendine has, anlatılamaz bir duyguydu burada yas¸amak. Bir yerden sonra teslim oldugˆunuz bir bilinmezlik, yitirdigˆiniz bir soluktu aks¸am olunca ilk hissettigˆiniz s¸ey. I·nsan evine girdikten sonra, nerede yas¸adıgˆının bir önemi yoktur! Onun için evlerine ulas¸maya çalıs¸ıyorlardı biteviye, kendi kabugˆunu arayan bir salyangoza benziyorlardı bu hâlleriyle. Peki neydi onları burada tutan? Zihinlerine bir kurt girmis¸ ve bütün reflekslerini esir almıs¸tı sanki. S¸ikâyet ediyor, isyan ediyor ama gidemiyorlardı bir türlü, insanın bir yerden sonra gidecek yeri kalmıyor olabilir miydi?
Suç Mahalli Üçlemesi’nin ikinci kitabı Hotel İstanbul, kimi gün Salih, kimi gün Halis olarak kimi gün ikisi de olamayıp sadece kim olduğunu hatırlamaya çalışarak gezinen bir adamın “öteki” ile kesişen hikâyesini anlatıyor. Birden fazla olayı merkeze alan giriftli yapısıyla Hotel İstanbul, toplumu yansıtan eleştirel bir polisiye girişimi.