Tükendi
Gelince Haber Ver"Che Guevera`dan ben de çok etkilenmiştiın. Abdi onun bir gazetedeki resminden fotoğraflar üretip dağıttığı zaman (hiç bir zaman satmadı onları) ben bir tanesinin arkasına "Ayla`ya sevgilerimle. Bolivya" diye yazarak Che`nin imzasını atacak. Abdi tutuklandığında evi arayan polislere ve yüzbaşıya laf anlatmaya çalışacaktım.
Altmışların sonlarında politik söylem iyice sertleşmeye başlamıştı. Şık bir ayakkabı giymek burjuva işi sayılıyor, herkes "kafalardaki işçi imajı"na uymaya çalışıyordu.
O sıralar burjuva düzenine karşı olmak uygarlığa karşı olmak olarak algılanıyor, tek tük gittiğimiz konukluklarda yer sofraları kuruluyor ya da masada yenilecekse masa örtüsü yerine gazete kağıtları seriliyordu. Içki bardağı olarak çay bardakları kullanılıyordu.
Yıllar sonra ünlü feminist Marlyn French`in bir romanındaki cümle beni çok düşündürecekti. "Arkadaşlarınızın size saygı duymasını istiyorsanız onları evinize yemeğe çağırmayın." Çok aşırı bir söylem gibi gelse de evimizde verdiğimiz yemekli davetlere sık sık katılan Kürt kökenli bir erkek arkadaşımız sosyolojik araştırmalarım İsveç `de yayınlanmaya başladığında "Ben seni sa-dece yemekler yapan bir kadın sanırdım`` deyince Marlyn French`e hak vermek zorunda kaldım."