Tükendi
Gelince Haber VerMescid-i Aksa’nın Metafizik Sırrı
55Dijital İşgal: Asıl Hedef Muallak Kayası
Kudüs zıtların uyumluluk arz ettiği ilahî bir mekândır... ‘İlahî Nur’ buradadır! Mescid-i Aksâ ise göklerin ve yerin buluşma noktasıdır... Peygamber Efendimizin miraca neden ‘Muallak Kayası’ üzerinden yükseldiği bilinmeden... Bugün yaşadıklarımızın pek çoğu anlaşılamaz... Ve İstanbul’da namaza durduğumuzda iki kıblemize birden secde ederiz... Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksâ! Aynı yöndedirler... Alınlarımızda birbirlerine temas ederler... Hacerü’l-esved ve Muallak Kayası! Bunun içindir ki ey insanlar! Kudüs düşerse İstanbul da düşer... Ve sıra Mekke’ye gelir!
Tapınakçıların hedefi 2022’ye kadar Muallak Kayası’nın üzerine Tapınak’ı inşa etmek, İsrail Devleti’ni yıkıp yerine ‘Büyük İsrail’i kurmaktır! Tapınak onlar için ‘Modern Babil’dir... ‘Büyük Şirk’ Tapınağıdır! Arz-ı Mev’ud hayallerinin son noktasıdır! Ve bilin ki bu karanlık planın sahipleriyle, Gazze’yi bombalayanlarla, dünyaya laboratuvar virüsünü yayan şirk-etlerin hedefi aynıdır! Great Reset yani Büyük Sıfırlama’dır!
İnsanları her an mutasyon geçiren virüslerle korkutmak, evlere hapsetmek, ekranlara bağlamaktır… Özellikle yaşlıları ve çocukları tamamıyla hayattan koparmaktır... Korku pandemisini yaymak, sürekli tedirginlik yaratmaktır... Onlar, Dijital Teknolojilerinin hızına ve ‘Yapay Zekâ’larına fazlaca güvenirler. İsterler ki ‘eşref-i mahlûkat’ vasfı sıfırlansın ve insanlar DijitalDünyaDevletiYurttaşı olsun! Sokaklar, meydanlar boşalsın, herkes eve hapsolsun, kimsenin ses çıkartacak hali kalmasın, direniş kırılsın… Ve füzeler masumların üzerine atılsın! Tüm çocuklar öldürülsün! Yıllardır Ahit Sandığı bahanesiyle altı kazılan Mescid-i Aksâ, yerleştirilen sensörlere gönderilecek siber bir tetikleme ile yıkılsın! Olduğu yere çöksün, kendiliğinden yıkıldı densin!
Evet, tam da bu tehlikelere dikkat çekmek için yazdık bu kitabı... Bilginin Tevhidi için... Büyük resmi tamamlayabilmeniz için!.. Kudüs’ün, Mescid-i Aksâ’nın... ‘Muallak Kayası’nın metafizik sırlarına, konuyla ilgili tüm kozmik bilgilere vakıf olabilmeniz için... Ve umudu, direnişi diri tutmak için… Şirk-etler ne yaparlarsa yapsınlar, Rabbimizin nurunu tamamlayacağından emin olmanız için... Kalplerinizde o Muallak Kayası’ndan bir parça taşıdığınızı hatırlatmak için…
Tam da şu zamanda! Kalbinizin muallak kayasının üzerinde kendi miracınızı başlatmanız için!
Sır.. Türkler!
Sır.. Türkler! Rabbimizden gelen ‘bir’ zamanlama ile yazıldı! Hepimize ‘bir’ işaret olarak! Dünyada! Artık iyice kirlenmiş bu dünyada! Hiç kimse birbirini anlamazken... Yazıldı!
Zulmün bitirilip! Mazlumların kurtarılması için... Kalbin! ‘Oku’masına ihtiyaç var... Akıl! Belki de! Zaptedildi! Bizi kurtaracak olanlar... Sır.. Türkler! Kalbimizin içindeler!
Uyanmayı bekliyorlar... Ey yiğitler!
`Türk`ler... Rabbimizin lütfutyla! Hiçbir `şey`den korkmazlar... 15 Temmuz`da gösterdik bunu! Kendi tarihimizden gelen korkusuzluğumuzu! Korkmayız `biz`! `İman` biz-im genlerimizdedir...
`Fıtrat`ımıza yazılıdır... Alın yazımızdır... Ey!
‘Oku’yun! Uyandırın onları! Bekliyorlar sizi! Harfler... Kelimeler! Sır.. Türkler! Dünyayı kurtaracak olanlar...
Gök Yazıları
Hayati Sır şu zor zamanda insan neslinin korunabilmesi için hepimizi toplu bir uyanışa çağırıyor; “En güzel olandır... Hayat! Birbirimize bakışımız. Temasımız... Hissedişimiz. Yeryüzünün bilgisi. İnsanın o güzel tabiatıdır. Ve insan böylesine bereketli bir dünyada mutluyken... Yıllardır küresel şirk-etlerin o kötücül hamleleriyle bugünlere geldik. Dünya şu an buhran içinde! Pek çoğumuz için bu kaostan çıkış yolları kapanmış gibi! Herkes diyor ki çare nedir? Kurtuluş! Göklerden bir yardım gelmeli. Bir uyanış gerçekleşmeli. ‘Gök Yazılar’ını okuyacağız o zaman. Asrın sır taşıyıcıları! Ruh muhafızları! Ashâb-ı Kehf yâranı! Söze geldi!.. Ve harfler, kelimeler. Hepsi de yeni mânâlar. Sırlı ‘bir’ çıkış yolu işte! Aslında hayat hâlâ öylesine güzel ki!.. Rabbimiz bizi terk etmedi. Ümit her daim var olacak...”
Ve Hayati Sır bugün yaşananları da şöyle dile getiriyor; “Gerçek olan her harf, her kelimenin artık çok daha değerli olacağı zor bir zamanın içine giriyoruz... Ata tohumlarımız gibiler! Sözün hakikatinin devamlılığı için direnmeliyiz. Kâğıtlar olmazsa söz, hakikatine kavuşamaz. Ekranların tahakkümü altına girer. Her harf, her kelime mânâsını yitirir. Ve hiç kimse birbirini anlayamaz. Kaos bundandır. Elbette ki kasıtlıdır. İşte bunun içindir. Yeryüzünün, insanların, çocukların sinsice imhası!.. Sözün hakikatinin yitirilmesi yüzündendir. Tarih boyunca bir daha yaşanmaması için ortak kabul gören o dayanılmaz kitlesel acılar bile bugün normalleştirilmeye çalışılıyor. Kitlesel imhalar top, tüfek, tankla yapılmıyor ki artık! Fark edilemiyor bile! Yüksek teknoloji! Yapay genler! Genom! DNA tekamülü! Tohum!.. Ve de uydulardan elektromanyetik frekanslar gönderilerek yapılıyor. Şunu da söyleyelim ki; üzerimize dijital tsunami gibi gelen bu Yeni Dünya Düzeni! Maalesef insan neslinin sona erdirilmesiyle programlanmış ‘yapay zekâ’ ürünüdür. Ve tüm bunların ardından onların getirmek istedikleri gelecek! Yapay! Hibrit! Mekanik! Dijital esarettir... ‘Great Reset’ budur.
Elbette ki muvaffak olamayacaklar... Ağaçlar, ormanlar... Uçan kuşlar... Balıklar. Karıncalar bile direnecekler. Topluca bir uyanış gerçekleşecek inşallah. Yeter ki insanlar kendi nesillerinin korunması için bir an önce bir araya gelebilsinler. Ve pasif iyilikten, aktif iyiliğe geçebilsinler. Görecekler ki o zaman. Uyanışımız çok yakın!..”