Tükendi
Gelince Haber VerHatırât yazıları, milletlerin gerçek tarihlerinin anlaşılmasında mühim işler görür. Siyâset adamlarının yazdıkları, yaşanan siyâsî olayların anlaşılmasına ışık tutar. Kültür adamlarının, edebiyat ehlinin, öğretim-eğitim görevlerinde yer almış olanların hâtıraları da, toplumun belli bir dönemdeki sosyal hayatının anlaşılmasına ayna tutar; o toplumun hayâtından ‘kesit’ sunar. Anlatılanların sunuluşunda ‘objektif’ olunması, yazılanların gerçekten faydalı olması için, şarttır.
Hâtırât yazmayı hiç düşünmemiştim; bunun için, elimdeki fotoğrafların çoğunda tarih ve nerede çekildiği hakkında bilgi yoktur. Ama bâzı dostların israrla istemeleri, hatırladıklarımı yazmağa beni sevketti. Arapça ve İslâmla ilgili konularda yazacaklarımın, günümüze hangi güçlüklerden geçilerek gelindiğini, Türkiye’nin, ‘laikçilik’ oyunu yüzünden neler kaybettiğini anlatacağı, Kültür İstilâsı’ndan kurtuluşum olayının birçok kişiye ışık tutacağını gördüğüm için, bir bakıma, bildiklerimi, gördüklerimi anlatmamın, bir görev, bir sorumluluk olduğunu kavradığım için yazmağa karar verdim.
Yazdıklarımda ‘objektif’ davrandığım kanâatindeyim.