Ilgın Olut’un kaleminden, unutamayacağınız, aşk dolu, sımsıcak bir hikâye... Ufuk otuzlu yaşların ikinci yarısında, çocuk ruhlu, vurdumduymaz bir mirasyedidir. Islak, aylak bir sonbahar gününde tatil için bulunduğu Ege kıyı kasabasında gizemli bir kadınla tanışır. On yıldır kasabada inzivaya çekilmiş olarak yaşayan bu kadına duyduğu aşk ve beraberinde taşıdığı sırrı öğrenmek Ufuk’u sarsıcı bir iç hesaplaşmaya sürükleyecek, yaşamını tümüyle değiştirecektir...Yavaşça "Günaydın" dedi. "Günaydın Funda" diye mırıldandım. Sesim, birkaç kez beynimin içinde yankılandı sanki: "Günaydın Funda, günaydın Funda, günaydın Funda..." Birden hissettim ki o an sadece Funda’ya günaydın dememiştim ben. Yaşama, aşka, çiçeklere, neşeye, çocuklara, güzel düşlere, şairlere, geceden kalma şarapçılara, güneşe, yağmur kokan toprağa, masmavi gökyüzüne, dalgaların sürükleyip karaya vurduğu bir deniz kabuğuna... Kısacası umuda günaydın dedim... Dönüşü olmayan noktayı geçmiştim ve artık benim için hiçbir şey aynı olmayacaktı...