Tükendi
Gelince Haber VerSadi Şirazi şöyle bir hikaye anlatır: Bir avuç toprak aldım. Gül kokuyordu. Sordum ona: *Bu senin asli kokun değildir, sen bu kokuyu nereden aldın?* Toprak dedi ki: *Ben bir gül ağacının toprağıydım. Gülün kokusu bana sindi. İşte ben bunun için gül kokuyorum.*
Nasıl ki bir gül açıldıkça kokusu daha bir gür, daha bir tesirle etrafa gül kokusunu buram buram yayarsa, biz ümmeti de özdeşleşen, Güllerin Efendisinin (sav) yüzünden tebessümü hiç eksik etmediği gül cemalini, harama perde çekmiş gözünü, hayırla özdeşen gönül dilini, hayır ve sadakayı esirgemediği cömertlik simgesi elini, herkesin kendinden bir şeyler bulduğu gönül dünyasını, övülen ahlakını, manevi önderliğini, ilahi rehberliğini, merhamet dolu gönül dünyasını, sevgisini, aşkını kısaca O`nun örnek hayatını hayatımıza rehber ve kılavuz ettiğimiz zaman O`nun sevgisini, O`nun gül kokusunu hayatın her alanına duyurmuş oluruz.
Güllerin Efendisi (sav) tanıdıkça daha çok sevilmiş ve sevildikçe de sevenlerin kurtulmasına vesile olmuştur.
O`nu (sav) sevmek, dünyada O`nun gül kokusuyla kokulanmak Cennette O`nunla (sav) beraber olmak dileklerimizle...