Balzac Almanlara, Jean Paul ve Beethoven’a özel bir sevgi besliyordu; karşılığını Richard Wagner ve Schönberg’den gördü bu sevginin. Görsel eğilimine rağmen, bir bütün olarak eserinde müziksel bir yan vardır. On dokuzuncu yüzyılın ve yirminci yüzyıl başının müziği, büyük dramatik durumlara eğilimiyle, tutkulu yükseliş ve düşüşleri, kural tanımazca yaşam dolu oluşuyla romanları andırırken, türün ilk örnekleri olan Balzac’ın romanları da karakterler doğurup tekrar yutan, rüyadaki gibi peş peşe dizilen karakterleri önce oluşturup sonra dönüştüren akıcılıklarıyla müziksel bir nitelik taşır.-Adorno-Goriot Baba bir klasik. Bir Balzac klasiği. Kurgusuyla, ayrıntılı kişileriyle, usta anlatımıyla, benzersiz atmosferiyle ve içerdiği derin gerçekçiliğiyle bugün de ilgiyle okunabilen bir roman. Balzac bu romanla ilk defa kişilerin yinelenmesi tekniğini kullanarak İnsanlık Komedyası’na giden kapıyı aralıyor. Paris’in baş döndüren, görkemli çevresine adım atan genç Rastingac’ın bu dünyayı anlama çabasının karşısında, yanı başında; yaşlı ve deneyimli olmasına karşın farkındalığını giderek yitiren ve sonunda tükenen Goriot Baba duruyor. Deneyim ve sağduyu, şehvet ve akıl, genç ve yaşlı nasıl duruyorsa içinizde, onları bulundukları yerden çıkarıp yeniden bakıyorsunuz. Her seferinde başka şeyler görmek için, edebiyat bunun için.