İsmail Mert Başat’ın bu çalışmasında, kurulmakta bulunan küresel ve zihinsel hegemonya karşısında sanatın direnmeci ve özgürleştirici olanaklarına işaret ediliyor. Anlamlarından kaydırılan kimi kavramların da geliştirilip, zenginleştirilmesine çalışılıyor.
Sanatta anlam kuruluşu, estetik, eleştiri, yapınıt şey’leştirilmesi, tarafsızlık, sorumluluk, yaratmada dil-düşünce-imgelem ilişkileri ve sanatın felsefe, demokrasi, barış gibi farklı alanlar ile kurduğu dinamikler, sorgulanan konulardan bazıları.
Bu genel çerçevelemede, şiir özel bir irdeleme alanı olarak ele alınmış: yaşamın alev hali olarak...
... Şiir, zihinselliğinde şaha kalkan ve parlayıp-akan bir varoluşun, kendisine getirilen kısıtlamalar karşısındaki çığlığı olarak doğar. Gösterilmek istenilen şey başka yollardan ifade edilemediği anda şiir, kendisini bir olanak olarak vareder.
... Şiir gerilimlerden taşan bir enerji olarak, günlük yaşamın sıradanlaştırılmış ve "doğallaştırılmış" kalıplarında çatlaklar yaratıp, dilde ve ideolojik örüntüde gedikler açarak özgürleştiricilik kazanır. "Siz ne iseniz, o’sunuz", diyen tüm seslere karşı, "Siz başka bir şey olabilirsiniz", der.
... Şiir, sanatın gerilla dilidir.