Tükendi
Gelince Haber VerOnun gittiği yönü hiçbir pusula gösteremezdi…
Sis kalınlaştı ve ben kör oldum. Ayaklarımın altında ezilen karın gıcırtısını duyuyordum; körük gibi soluğumu, rüzgarın ıslığını... Vücudumdaki tüm kıl, tüy adına ne varsa hepsini ayaklandıran hırıltıyı... Çok yakınımdaydı. Belki az sonra nefesini ensemde duyacağım. Durdum. Beş santim ötesini görebilsem keşke. Şalı sıyırdım, elime doladım. İşe yarayacağından değil, kendimi teselli etmek için. Dönüp durmaktan ayağımın altında bir çukur oluşmuştu. Aman ne iyi! Kendi mezarımı kazıyorum.
Adsız bir *gezgin* o. Yolu kesişenler, sert mizaçlı bir kadın olarak hatırlıyor onu. Ne nereden geldiğini biliyorlar, ne de nereye gittiğini. Niçin yollarda olduğu bile meçhul. Can yoldaşı motosikletiyle kilometreleri aşarken, birilerinden kaçıyor. Kendince dağıtır göründüğü adaletin tek tanığı ise, katettiği yollar. Derken, bir akşam konaklayabileceği bir yer ararken, o garip köye varıyor. Ve yalnızca bir geceliğine misafir olacağını sandığı o garip eve...
Yola ilk ne zaman çıkmıştı? Neydi beklentisi? Kaçıyor muydu sadece? Arıyor muydu yoksa? Bu gizemli ve hayati yolculuktan alıkonmamak, bu sorulardan bile önemliydi... Hayalle gerçek arasına zardan bir duvar ören gizemli kurguların yazarı Sevgi Saygı’nın ilk romanı Gezgin, aynı zamanda yazarın Peri Efsa’dan sonra ON8’de yayımlanan ikinci kitabı. Saygı, bu kitabında okuru ser verip sır vermeyen bir kadının, bir *gezgin*in motosikletiyle, derin sessizliklerde, sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor.