Tükendi
Gelince Haber VerAldığım nefes, ölmek zorunda mı? Ölümcül yaralar; iyileştirmenin şiddetinde aldığım risk, doğruları bulma ihtimalim her ameliyat operasyonunda almasını sağladığım bir nefesti. Düştüğü yeri yakan ölüm ateşi, tarihin korkunç kabuslarında kurtarmam gerekenler, ruhumda kayıptı. Hiç canınız acımadan içinizin yandığını, nefes alırken alamadığınızı hissettiniz mi? Sevdiğim insan, ellerimin arasında kurtarmaya çalışıp, kapana kısılmış kalbi, son nefesini veriyordu. Hani; çok çabalarsınız başarmak için kendinizden, ruhunuzdan vazgeçer, her hücrenizle istersiniz de vücudunuz tüm çabalarınızda o kalbi attırmayı, nefes özgürlüğünü vermeyi başaramaz…
Acımasız ölüm; çiy damlası göz bebek silüetinde gözyaşlarımla kayboluyorken gezegenin döndüğü yerde ciddi problemlerle savaşan yüreğim, kaderimle yüzleşiyordu.
Nasıl kurtulacağımı, ailemi ve evimi düşüneceğim hiç aklıma gelmezdi. Bu bir kabus değil, rüya hiç değildi. Hayatımın içinde koştuğum yerin, yaşadığım gerçeklerle alakası yoktu. Kıymetli olan yaşamların içinde kıvranan tek ben değildim. Ölme olasılığım yüzde doksan dokuzdu. Cehennemin içinde, cennet labirent ışığım kayıp, her şey en küçük kırıntısına kadar değişiyordu…