Tükendi
Gelince Haber Verİktisat okumaya başlayan hemen her talebe gibi ben de, kurgulanmış teorileri doğru kabullenmekten öte, bunların çatışmasının yarattığı sıkıntıyı pek duymadan, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ndeki öğrencilik günlerimi sürdürdüm. Gerçi o yıllar, 1964-1968 arası, Fakülte’de bir kenarda toplanmış masûm talebe hareketleri, iktisadî bir sistem değişikliğini dile getirmekteydi. Tribünden sahaya bakan bir seyirci misali, oynanan oyunu değerlendirmenin ötesinde kaldım. Fakülte’de sevdiğim hocalarım vardı, ama ne onların düşüncelerinin takipçisi, ne de bir iktisadî sistemin müfrit bir taraftarı olmam gibi şahsî bir meselem yoktu. Hayat nehrim, o tarihten sonra, İngiltere’de Birmingham Üniversitesi’nde aktı. Orada yüksek lisans tahsilimi sürdürürken, Profesör Terence Wilmot Hutchison’ın [bundan böyle TWH] öğrencisi oldum. Kendisinin vermekte olduğu iktisadî düşünce tarihi derslerine katıldım, ayrıca benim ‘supervisor’ım olduğu için onun nezaretinde bir yüksek lisans tezi hazırladım. Yukarıda Ö. C. Sarc’tan aktardığım satırlar benim TWH’dan elde ettiğim ilk intiba ile örtüşüyordu. Bir büyük iktisat bilgininin öğrencisi olmuştum. Gerçekten de, kafası inceden inceye planlanmış, sıradışı, muhteşem bir iktisat ustası, akl-ı küll ve akl-ı selim sahibi bir insandan, dogmatizme saplanmadan, etkilenmemek imkânsızdı. Akademik bir dürüstlük içerisinde verdiği derslerini, hususi sohbetlerimizde iktisadın büyük isimlerini bir iki fırça darbesiyle ters yüz etmesini unutamıyorum.