Tükendi
Gelince Haber Verİslam ilim geleneğinin temel direklerinden biri olan fıkıh, nesilden nesile aktarılan ve geliştirilen bir mirasın ürünüdür. Bu mirası sonraki nesillere aktarmak ve farklı bakış açılarıyla zenginleştirmek amacıyla fıkıh âlimleri tarafından kaleme alınan eserler, fıkhın farklı yazım türlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Fakihler, fıkhın zengin mirasını farklı amaç ve yöntemlerle ele alarak çeşitli eserler kaleme almışlardır. Bu eserler, metinlerin açıklığa kavuşturulması, eğitim amacıyla özetlenmesi, kenarlarına notlar düşülmesi ya da nazmedilmesi gibi çeşitli nedenlerle telif edilmiştir. Fıkıh literatüründe fıkhın alt disiplinleri olarak adlandırılan bu türlerden biri de “el-Eşbâh ve’n-nezâir” geleneğidir. Bu gelenek, fıkhî birikimi farklılık ve benzerlikler temelinde inceleyerek hükümlerin dayandığı temel ilkeleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Elinizdeki bu çalışma, “Eşbâh ve’n-nezâir” geleneğinin fıkıh literatüründeki yerini ve önemini incelemeyi ve bu geleneğin önde gelen temsilcilerinden olan Celâlüddîn es-Süyûtî’nin el-Eşbâh ve’n-nezâir adlı eserini, kapsamlı bir şekilde analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda çalışmada öncelikle “Eşbâh ve’n-nezâir”in kavramsal analizi ve tarihsel gelişimi ele alınacaktır. Ardından Süyûtî’nin el-Eşbâh’ında benimsediği yöntem ve kullandığı kaynaklar incelenecek ve eserde geçen ıstılahlara açıklık getirilecektir. Son olarak Süyûtî’nin el-Eşbâh’ının kavâid-i fıkhiyye açısından önemi değerlendirilecektir.