Tükendi
Gelince Haber VerModern tarihin son üç yüz yılını, insanlığın dünyası, araçsal akılcılık ve araçsal rasyonalite temelinde gerçekleştirilen, sömürgeci-ırkçı bir uygarlıkla, sömürgeci ve ırkçı bir evrenselliğin ideolojik diktatörlüğü altında geçirdi. Bu zaman zarfında, hegemonyacı güç ideolojileri kirli-sömürgeci içerikleriyle, evrensel yalanları meşrulaştırdı. Evrensel yalanları meşrulaştırarak, hâkim ideolojik söylem ve bu söylemin oluşturduğu yorum tekeli, Batı dışı halkları-toplumları, özellikle de İslam toplumlarını entelektüel/kültürel ve siyasal anlamda sessizleştirdi, edilgenleştirdi. Bu sessizlik ve edilgenlik sebebiyle, İslam toplumları sömürgeciliğin neden olduğu, entelektüel/kültürel/düşünsel yoksulluğun ve yoksunluğun farkına ve bilincine varamadılar.
Bu müdahaleleri fark etmediğimiz için de, modern uygarlığın, modern tarihin sömürgeci ve ırkçı mahiyeti ile modern sömürü düzenini meşrulaştıran entelektüel hareketlerle, düşünür ve filozoflarla İslami anlamda bir yüzleşme iradesi ortaya koyamıyoruz. Bunun içindir ki bugün, Türkiye’de de açıkça yaşandığı üzere, entelektüel hayatımız sömürgeci meşruiyetlerin sınırları içerisinde kalarak, sömürgeci meşruiyet biçimlerine öykünerek bir gelecek arıyor.