Tükendi
Gelince Haber VerUygarlık tarihi kadar eski olan terörizm, insanlık tarihindeki yerini çok önceleri almıştır. Önceleri daha az karmaşık ve daha az aktörün karıştığı terörizm, şimdilerde uluslararası arenada kendini göstermeye başlamış ve daha karmaşık bir hâl almıştır. Önceleri lider veya yöneticiye yapılan suikast ve korkutma eylemleri ile kendini gösteren terörizm; daha sonraları siyasallaşmış, önceleri bağımsızlık mücadelelerinde bir araç olarak kullanılmış, daha sonraları yarı savaş şekline bürünmüştür. 2000’li yıllardan önce narko ve nükleer terörizmden bahsetmek mümkün olmuş, 11 Eylül sonrası ise terörizm yeni bir kimliğe bürünmüştür. Devletlerin karşısında büyük bir problem gibi duran terörizmin tanımında ortak bir tanıma varılamamış, tanımda ortaklık olmayınca hâliyle mücadelede de paydaş bir aksiyon görülmemiştir. Bu eksiklik, sadece aktörlerin çıkar alanlarındaki farklılıkları değil, terörizmin kaynak sorununu da ön plana çıkartmıştır. Uluslararası aktörler, "devlete yapılan terör" ile "devlet terörü" arasında salınırken terörizm yeni bir boyut kazanmış, etki sahasını genişletmiş ve tüm dünyada kendini göstermeye başlamıştır. Her aktörün kendine göre bir tavır takınması da bu genişleme de hiç şüphesiz ki etkilidir. Salt güvenlik olgusuyla açıklanamayan terörizm, ülkemiz için de özellikle ilerleme ivmesi kazandığında dikkat çekmiş, 60’lı yıllardan beri konusunu değiştirerek sürekli varlığını korumuştur. Terörizmin kimin işine yaradığına bakmak, sonuçlarını irdelemek, kısa, orta ve uzun vadede hangi aktör ve aktörlerin çıkar alanlarını genişlettiğine bakmak sanırız eylemi kimin yaptığını da az-çok tahmin etmemize yarayabilir. Sonuç kimin işine gelir sorusunun cevabı, devlete yapılan terör ile devlet destekli terör ayırımında da yol gösterebilir. Sonuçta masumiyet dünya genelini kapsayan bir erdem değildir ve bazen devletler hem terörün karşısında duruyorlarmış izlenimi verip bunun üzerinden dış politikada hamle sırasını kollayabilir, bazen de siyasetin yasallaşması terör bahane edilerek yapılabilir.