Tükendi
Gelince Haber VerYasın birçok tanımı yapılabilir, ancak Selma Dedeçam için yapacağımız tanımın ona özel ve tek olacağı muhakkaktır. Onun için yas, sevdiği ile geçirdiği tüm yaşanmışlıklarla ileride yaşayabileceği acı tatlı muhtemel tüm an`lara sahip çıkıştır, evet büyük bir sahip çıkıştan bahsediyoruz. Yası kabullenmek veya ölüme alışmanın dışında mezarlığı kendisine mesken edinen modern bir aşk hikayesi ile karşı karşıyayız. Selma, mezarlıkta kurduğu ve hayatının her anına yaydığı rutinlerine sahip çıkarken, toplumda kendisine karşı oluşan garip bakışları da yırtarak sevgisini anıtlaştırıyor; geriye ne göz yaşı kalıyor ne keder. Mezarının başına her geldiğinde yüreğinde Oğuz Atay`vari bir ifadeyi yaşıyor; "ne gülüyorsun bu yaşadığım senin hikayen..." Mehmet KÜTÜKÇÜOĞLU
Her hikaye mutlu sonla bitmediği gibi her insan da şanslı doğmuyor. Toplum baskısı nedeniyle zorlukların yaşandığı bir dönemde dünyaya gelen, duyguları bastırılan, kıymet verilmeyen, eşiyle özgürlüğünü ve kendini bulan, kendini sadece yuvasına adamış bir kadın. Yıllarca var olmak için mücadele etmiş, yokluğu görmüş, yıpranmış ama umudunu kesmemiş, çocuklarını evlendirmiş, tam da hayatını yaşamanın zamanı geldiğini düşündüğünde canım babamı, kalbimi kaybettiğinde kuyuya düşmüş bir kadın... artık yeni hayatıyla baş başa. Yalnız, içe dönük sadece kabristanda. Babamın yokluğunu yaşarken beni annesiz bırakacak kadar bitmiş bir ruh! Böyle mutlusun biliyorum ve ben seni her halinle seviyorum... Burcu DEDEÇAM SEZER
Selma abla yasımızı kendi bedenimizle kendi duygularımızla ve kendi kimliğimizle yaşayabilmenin mümkünlüğünü öğretti bize. Selma ablanın elleriyle ilmek ilmek inşa ettiği mekanı bu mümkünlüğün sembolü. Değerli hocamla bu yolculuğa çıktığımızda bu görüşmelerin kişiliğimde yaratacağı etkiyi öngörememiştim. Byung Chul Han "gerçekten canlı olan, ölümü kabullenerek içine alan yaşamdır yalnızca" sözüyle yaşam ve ölümün iç içe geçmiş doğasını kabul etmemizin önemini vurguluyor. Selma abla ile yolculuğumuzun sonuna geldik. Bu uzun ve meşakkatli bir yolculuğun sonu, ancak bu son Selma ablayla kurduğumuz hayat bağının sonu değil. Emre ÇELİKTEPE