Tükendi
Gelince Haber VerDemokrat Parti Dönemi’nin ikinci yarısından itibaren Türkiye önemli bir sanayileşmeye ve buna paralel olarak da sanayi hayatında yoğun sınıfsal gerilimlere tanıklık etti. Bilhassa 27 Mayıs Darbesi’nden sonra hızla değişen siyasal fırsat yapılarıyla birlikte Türkiye’deki çatışmacı siyasetin çerçevesini işçi sınıfı ile burjuvazinin çeşitli biçimlere bürünen mücadelesi çizerken, farklı siyasi oluşumlar gündemlerini söz konusu mücadele ekseninde kurmaya başladılar. Ekmeğimiz ve Birliğimiz İçin İkinci Dünya Savaşı sonrasından itibaren sınıf mücadelesinin en çetin geçtiği sektörlerden birisine, İstanbul’da bulunan özel metal/madeni eşya sektörüne odaklanıyor ve bu mücadelenin fabrika ve kent mekânında vuku bulan toplumsallığın inşasındaki ve devlet iktidarı etrafında yaşanan siyasi mücadelelerdeki kökenlerini inceliyor. Bu anlamda elinizdeki kitapta çoğunluğu yeni göçmen olan metal işçilerinin kolektif mücadelelerinin kentte ve fabrikalarda yaşadıkları deneyimlere karşı dönemin siyasal fırsat yapılarını kullanarak verdikleri bir cevap olduğu iddia ediliyor. Dahası sermaye sahiplerinin de aynı siyasal fırsat yapıları içerisinde işçiler üzerindeki sömürü ve tahakkümü arttırmak için ürettiği stratejilere odaklanarak sınıf oluşumunun ilişkisel boyutuna dikkat çekiliyor. Ekmeğimiz ve Birliğimiz İçin, sonuçta, Türkiye işçi sınıfının hâlen en önemli unsurlarından birisi olan metal işçilerinin 1947-1970 yılları arasında bizatihi kendi deneyimleri ve mücadeleleriyle toplumsal bir sınıf haline gelmesinin hikâyesini anlatıyor.