Çocuğun hakları, kendi isteğiyle gelmediği bu dünyaya, daha doğmadan önce başlar. Sağlıklı bir ortama doğmak, sağlıklı büyümek ve sağlıklı bir vatandaş olmak her çocuğun en doğal hakkıdır.Evet, insanlar ‘çocuk‘ olarak doğarlar. Fakat büyüdükten sonra, dünün çocukları -erginler, sanki kendileri hiç çocuk olmamışlar gibi davranırlar. Ve çocuklar "görülür ama işitilmezler."Toplum, sosyalleştikçe, beklenilenin tersine, çözüşüyor ve insanoğlu yeni bir kimlik arıyor. Biz yetişkinler çocuklarımızı, onların "çocuk olma" ve "çocukluğu çocuk gibi yaşama" ve benzer hakları yanında, bu karmaşa çağının getirdiği sorumluluk ve yükümlülüklere hazırlamak zorundayız. Çocuklarımıza, çok bildiğimiz ve uyguladığımız ‘sevgi‘nin yanında geleneklerimize pek uymayan ‘saygı‘yı da göstermesini öğrenmeliyiz.Engelli Çocuklar, işte kendisine yeni bir kimlik arayışında olan şaşkın insanoğlunun kendi saygınlığım kazanması için ona gerçekçil bir şans veriyor. Materyalistik bir dünyanın esiri olan insan, eğer yaşamın efendisi olmak istiyorsa, özürlü çocuğunu da baştacı yapmak zorundadır.