Tükendi
Gelince Haber VerGelecek umutları, simsiyah bir karanlığın vahşi boşluğunda debelenirken, önerilerini aydınlatacak yolun hangi zaman ve tarihte ortaya çıkacağının bilinmezliği içerisindeydiler. Parçalanmış, un ufak edilmiş ruhların bir savaş alanının ardında kalan ve can çekişme belirtisi dahi gösteremeyen suskunluğuna bürünmüşlerdi. Bu kabustan uyanmış insanların ertesi sabahı gibi yalnızca var olmanın gerektirdiği basit nedenleri bile görmek istemeyen tavırlarıyla adeta uyuşturulmuş bir yaşantının içindeydiler. Düşüncelerin bir dışavurum alanından yoksunluğu, onları iç sayıklamalar karmaşası haline getirerek tek tipleştirilmeye uygun bir kalıp içerisine hapsediyordu.