Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim

Dört Mevsim Sonbahar - Tehlikeli Masallar

Üretici Liste Fiyatı
149,00 TL
96,85 TL
%35 İndirim
Kazancınız
52,15TL
Parapuan: 97
Alışveriş listeme ekle

Tükendi

Gelince Haber Ver
Dört Mevsim Sonbahar - Tehlikeli Masallar
Türü : Türk Edebiyatı Romanları
Kapak : Ciltsiz
Sayfa Sayısı : 528
ISBN : 9786051416281
Basım Yılı : 2013
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Satış Rakamları:76 adet satılmıştır.

Dört Mevsim Sonbahar Bu romanda herkesin gözleri lacivert. Hiç lacivert göz görmedim ama lacivert gözleri severim. Lacivert gözlerin derinliklerinde, bilinmeyen diyarlardan maceraperest seyyahların getirdiği anlamlar yatar. Bence tabii... Dışarıda cıvıltılı bir ilkyaz güneşi, tazelenen ve yeniden doğan dünyanın yeşillikleri üstüne, işveli bir salıntıyla sıcacık altın tozları serpiştiriyor. Ben, senin için ey kari, bir roman yazıyorum. Kapı çalınıyor. Kim geldi acaba? Kimi istersem, kimin ismini yazarsam o gelir, Yazmanın bu yararı var işte, küçük bir işaretle, canımın istediğini getiririm. İstersem fikrimi değiştiririm, Kim ne yapabilir? Hadi bakalım, kapının zili çalmadı, gelen giden yok. Tamam mı? Yoo, tamam değil, çünkü fikrimi yeniden değiştiriyorum, zil çalıyor ve Ali, yani kardeşim geliyor. Karşımdaki koltuğa oturuyor, biryandan da önümdeki kâğıtlarla daktilo makinesine şöyle bir göz atıyor. "Ne yapıyorsun?" "Roman yazıyorum." Haksız yere azarlanmış bir çocuk gibi, bir an irkilerek anlamadan bakıyor yüzüme. "Niye?" Tehlikeli Masallar Kimi özlediğimi tam anlayamıyordum. Özlem içimi yırtıyordu ama özlediğim insanın yüzünü tam seçemiyordum; bir Berrin’i görüyordum, bir Sevda’yı; ikisini bir arada özlüyordum. Bunu, bu tür bir ikilik yaşamamış birine anlatmak çok zordu ama sanki birbirlerine yapışıp bir bütün olmuşlardı aklımda, onları birbirinden ayıramıyordum. Hangisinin şu anda yanımda olmasını isterdim diye soruyordum kendime ve bulduğum yanıta kendim de şaşırıyordum; hiçbirini istemiyordum, hiçbirinin varlığı şu anda duyduğum özlemi dindirmeye yetmeyecekti; aksine aralarından biri biranda salonda beliriverse, öbürlerine duyduğum özlem daha da artacaktı. Bir fırtınanın içinden geçer gibiydim; o fırtınanın içinde, Berrin’in sevişirken inler gibi sorduğu soru geliyordu aklıma. "Kimdi o yazdığın kadın? Nerede o?" Yalnızlık ve sessizlik beni boğuyordu; başkalarının yanındayken özlediğim yalnızlık, ona kavuştuğum anda öldürmeye başlıyordu beni. Şimdi çıkıp birilerini bulsam, daha onlarla konuşmaya başladığım an yeniden yalnızlığımı özleyecektim. Bunu geçiren tek şey vardı: Sevişmek.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.