Tükendi
Gelince Haber VerYeryüzünde insanın belirmesinden önce de depremler, volkanik patlamalar, yangınlar, kasırgalar, küresel iklim değişiklikleri vb. sıklıkla meydana geliyordu ama bunların hepsi sadece birer doğa olayıydı; afet değildi. İnsandan önce afet yoktu; afet, insanla beraber başlamıştır. İnsanın afetle kurduğu duygusal, düşünsel ve eylemsel bağ, yaşamsal koşulları, egemen düşünce formları ve geçmişteki deneyimleri ile şekillenir. Bu açıdan afetle ilgili algılar, tutumlar ve davranışlar toplumsal, kültürel ve tarihsel bir çeşitlilik arz eder. Dolayısıyla insan ve toplum merkezli bir kavram olan afet, salt doğa bilimlerinin araştırma alanı olarak görülemez. Afet, daha çok sosyokültürel bir fenomendir ve bu nedenle sosyolojik incelemenin temel konularından biridir.
21. yüzyıl, insan ve doğa kaynaklı afetlerin yoğunluk kazandığı bir dönem görünümü vermektedir. Geçmişe kıyasla bu yüzyılda toplumların tehdit, tehlike ve risklere karşı hassasiyetleri yükselmekte, yaşam tarzlarında önemli değişimler gözlenmektedir. Artık kaynağı dahi bilinemeyen yerel ve küresel riskler, yarattığı kaygı ve korkuyla birlikte ülkeleri afet öncesi hazırbulunuşluk eylemlerine yöneltmektedir. Dünyanın birçok yerinde merkezi hükûmetlerle birlikte yerel topluluklar da hazırbulunuşluk süreçlerinde aktif rol almaktadırlar.
Geleneksel olarak afet sonrası müdahaleye odaklanan Türkiye de özellikle 1999 Marmara Depremi deneyiminden beri afet odaklı tartışmaların yoğun yaşandığı bir ülke olmuştur. Aradan geçen 20 yıllık süre içerisinde Türkiye’de yerel topluluklar düzeyinde afetlere hazırbulunuşluk, algı, tutum ve davranışların nasıl bir seyir izlediği, hazırbulunuşluk kavramının fiili karşılığı olabilecek değişimlerin ne denli belirdiği bu kitabın yanıt bulmayı amaçladığı temel araştırma sorularıdır. Kitap bu sorulara, doğal afet risklerinin yoğun olduğu bölgelerden birisi olarak Balıkesir ili örneğinde yapılan incelemelerle cevap bulmayı hedeflemektedir. İki yıllık bir saha çalışmasının ürünü olan kitabın; Türkiye`deki yerel toplulukların tipik durumunu yansıtması yönüyle tüm okurlarına faydalı olacağı düşünülmektedir.