Tükendi
Gelince Haber VerYeryüzünün her yerinde olduğu gibi Anadolu coğrafyasında da egemenlerin vahşeti, yüzlerce katliam ve sürgünle sürdürülmüş ancak mazlumların isyanları durdurulamamıştır. 68 başkaldırısı ve 71 direnişiyle başlayan, 74-80 döneminin ardından 90’larda tekrar alevlenen devrimci mücadele; tarihe ve topluma karşı sorumluluk bilinci taşıyan her devrimciyi, hatalarına karşı acımasız ve derinlikli bir çözümleme üretmeye ve özeleştiri vererek kendini yenilemeye davet etmektedir. Toplumsal sorunların tarihsel derinliğinde yatan ana düğümleri çözmek ve yenilginin psikolojik ve ideolojik etkisini kırmak zorunlu bir görevdir. Bu amaçla, egemenlerin hileli yönlendirme ve güdümlemeleriyle, toplumsal gericiliğin tetikçisi ve tuzakçısı haline getirilen dini inançları; tüm önyargılardan, körü körüne bağlılık ve tekleştirme çemberinden kurtarmak, her devrimci derviş için açık bir zorunluluktur. Dinin üstündeki hurafe dolu kara katmanları kazımak ve dini bilinci, tarihte oynadığı devrimci özle yeniden buluşturmak ilk adımdır.
Dini; bilinçli ve özgür bir içtenlik ve ortak bir sorumluluk ahlâkı içeren, çoğullaşmaya açık vicdani bir hoşgörüyle, farklılıklara tahammül içeren, kamusal bir bağlılığa dönüştürmek, dinde gerçek bir devrimdir. Dinde devrim devrimde din bilinci, antikapitalist, antiotoriter bir öz ile vicdanı özgürleştirerek toplumsallaştırır. Bu bilinç; dinin, hayatın içindeki doğal yaratıcı dinamik özüne ve doğal devrimci aslına dönüş bilincidir ve insanın kendisiyle, doğayla ve toplumla barışma iradesidir. Din ile devrim, hayatın hakikati içinde iç içe geçtiği anda; toplumsal hayat, özgürleşme ve ortaklaşma ekseninde döner ve insan, kendi vicdani doğallığı içinde özgürce iradeleşebilir. Din ile devrim, tekil zorba hiyerarşinin iktidar kurucu bir aracına dönüştürüldüğü anda ise, karşı maddenin maddeyi yok etmesi gibi hayatın çoğul canlılığı tekleşir, kısırlaşır ve yok olur. Dinin devrim ile olan bütünlüğü korunduğunda ve din ile devrimin iç içe geçme hali süreklilik kazandığında, toplumların doğal hakikati en berrak şekilde açığa çıkar; çünkü bu birlikteliğin sürekliliği, toplumsal hayatta gerçek köklü çözümler üretebilir.