Tükendi
Gelince Haber VerKelimelerin anlatmaya mecalinin kalmadığı, sözlerin tükendiği, acıların tavana vurduğu zamanlar ve olaylar vardır. Bu tür travmların üzerinden yüzlerce yıl geçse de onlar söz söz, ses ses, türkü türkü, mani mani, efsane efsane dağa, ovaya olduğu gibi taşlara da sızarlar. Oralar lif lif, damar damar, mezar mezar, anıt anıt sızdıkları yürekleri yakmaya devam ederler. Zamanı ve mekanı aşarak derinden derine milletin yüreğine oturan ve aradan yüzlerce yıl geçse de toplumsal vicdanı yaralamış olan bu travmalar milletin kimliğinin bir parçasını oluştururlar.
Türk toplumunun naif bir yanı da vardır. Kitlesel olarak duyulan bu acıları içselleştirir, yaşar, türküleştirir, manileştirir, şiirleştirir, efsaneleştirir yaşar ama anlatmaz.
Yüzyıllar boyunca Türk insanının aklından çıkmayan hatta yüreğine oturmuş olaylar vardır. Toplumun bilinçaltına sızmış olan bu acı olaylar asırları aşarak bugüne kadar gelmişlerdir. Toprağa sızan kan neyse yüreğe sızan acı da odur. İnsanların yüreğini derinden sızlatan acıları anlamak, farkına varmak Türk Milletini tanımak ve anlamaktır.
İrdelenen her olay, tarihi süreç içinde birbirini tamamlayan ve inanılmayacak kadar birbirine benzeyen sahnelerden ibarettir. Türk Milleti işte bu büyük resim ve acıların birleşmesinden oluşmuştur.
Türk milletinin tarihi genleri vasıtasıyla iliklerine kadar sinmiş bu acıları bir kez daha hatırlatıldı bir daha olmaması için!